Babama Japonya'yı Sevdiren Kadın-61



O arada Safa’nın doktor önlüğünün cebindeki telefonu çalıyordu. O anda bir hasta ile meşguldü. “Ayumi Hanım telefona sen bakar mısın?” Safa’nın önlüğünün cebinden telefonu aldı beklemeden kulağına götürdü. Ayumi oradan biraz uzaklaşarak “Alo” dedi.

 

Telefonda ki bir bayan sesiydi. Aklından ‘Bayan; Doktor Safa’nın bir hastası olabilir’ diye düşündü. Ama yine de içinde bir şeyler depreşmeye başladı.

 

Kadın “Ben Doktor Safa-san’la görüşecektim… Galiba yanlış aradım…”

 

Ayumi “Hayır, doğru aradınız. Telefon Doktor Safa’nın telefonu… Ama o şu anda bir hasta ile ilgileniyor…” dedi.

 

Kadın “Siz kimsiniz?” diye sorunca;

 

“Ben Doktor Ayumi…”

 

Telefondaki Kadın ‘Ayumi’ sesini duyunca bir an duraksadı. Çocukken kaybettiği ve bir daha izini bulmadığı kızının yıllar sonra ilk defa kızının sesini duyuyordu. Bir an ne diyeceğini bilmedi. Ne diyeceğini, nasıl hitap edeceğini bilemediğinden susup kalınca, sessizlik uzayıp gitmişti.

 

Ayumi “Bayan orada mısınız? Bir şeyiniz yok ya!” dedi.

 

Telefondaki Kadın engel olamadığı gözyaşlarına bir de sesi ağlamaklı çıkmaya başlamıştı. Ayumi Hanım şaşkınlık içinde ne olduğunu anlamaya çalışıyor, olanlara da bir anlam veremiyordu.

 

“Siz Doktor Safa’nın arkadaşı olan Ayumi misiniz?”

 

Ayumi “Evet…” dedi. “Hem siz Doktor Safa’nın arkadaşı Ayumi’yi tanıyor musunuz?”

 

Telefondaki Kadın bir an ne diyeceğini bilemedi. Her şeye rağmen kadın kekeleyen sesiyle “Yoo, yoo tanımıyorum. Sadece bir tahminde bulunmuştum…”

 

“Siz bana ismimle hitap ettiniz. Safa-san’ın arkadaşı Ayumi olduğunu nereden biliyorsunuz?”

 

“Tamamen tesadüf diyebilirsiniz…”

 

“Hem siz kimsiniz ve nereden arıyorsunuz?”

 

“Doktor Safa’nın bir yakini…”

 

“Hayret… Yabancı birinin Japonya’da nasıl bir yakını olabilir ki?”

 

“Yakin derken, bir tanıdığı anlamında söylemek istemiştim…”

 

“İsminizi öğrenebilir miyim?

 

“Hitomi…”

 

“Doktor Safa’san’ı niçin aramıştınız? Bir notunuz varsa kendisine ileteyim…”

 

Kadın “O meşgul ise daha sonra ararım…” diyerek telefonu kapattı.

 

Ayumi şaşkınlık içinde kapanan telefona baktı. Telefonda Hitomi Kinugawa adı yazıyordu ve hatta yazan isimde resmi de vardı. Eğer telefonda kayıtlı biri olmasaydı sadece telefon numarası yazıyor olurdu. Orta yaşlarda bir Japon Hanımdı. Kadının resmine o kadar çok dikkatle inceledi ki, resim tıpkı kendine benziyordu. “Bu kadın kim olabilir?” diye sordu kendi kendine merak içinde… Birebir kendine benzemesine bir türlü anlam veremedi. ‘Safa ile nasıl bir yakınlığı olabilirdi ki?’ Aklı allak bullak oldu.

 

Ayumi telefon elinde Safa’ya yaklaşınca, Safa “Arayan kimmiş?”

 

“Hitomi Kinugawa adında bir bayan aradı. Sizinle görüşmek istediğini söyledi ama bana da adımla hitap etti… Sonra aniden telefonu yüzüme kapattı. Doktor Safa-san bana benzeyen bu kadın da kim?”

 

Safa Ayumi hanımla ilk etapta göz göze gelmekten kaçındı. Yine de doğruldu “Bunu sonra konuşalım olmaz mı?”

 

Ayumi neredeyse burundan soluyordu. “Olur, olur…” derken bakışları ‘Ben sana bunun hesabını sormaz mıyım?” der gibiydi. Diğer yanda Safa hiçbir şey olmamış gibi işine devam ediyordu. İçinde gizli tutmaya çalıştığı Ayumi’nin öz annesiyle ilgili bilgilerin bir anda gelen bir telefonla nerdeyse ifşa olması hoşuna gitmemişti.

 

‘Bunda da var bir hikmet…’ ifadesiyle kendini avutmaya çabalarken, Ayumi’nin olanlar karşısında nasıl bir tavır sergileyebileceği hususunda kendince fikir yürütmeye çalışıyordu. Olanca irade kuvvetiyle kendini işe vermeye çalışıyorsa da, telefon mevzuu bir türlü aklından çıkmıyordu.

 

Ayumi de ise neredeyse bir kırgınlık hâsıl olmuş, bilinçaltı tüm düşünce ve duygularını istila ediyor, mantıklı düşünme yetisini kaybeder gibi oluyordu.

 

“Bu adamın benden gizlediği ne olabilir? Onca zamandan beri sevgimi izhar etmeme rağmen neyin nesidir bu bilmece gibi tutum ve davranışlar? Anlayamıyorum. Aklımı yitireceğim! Beynindeki elektrik kesintisi bir gidip bir geliyordu. ‘Baskıcı ve zorba bir kadın gibi olmak’ düşüncesinin Safa’ya sökmeyeceğini bilmesine rağmen, nefsi bu tavrı daima öne bir koz olarak sunuyordu. Önyargı ve hoşgörüsüzlüğün akıl ve iradesini ele geçirmeye başladığı bir anda kendine hâkim olmaya çalışıyordu.

 

Bu güne kadar öfke ile hareket ettiği her olayda kaybeden hep kendisi olmuştu. Olayı dramatize etmek istemiyor, iradesini duygularıyla baş edebilmek için içiten içe bir iç direniş sergiliyordu.

 ...


Devamı Var

...

Ant-150915

( Jap. Sevdiren Kadın-61 başlıklı yazı KOCAMANOĞLU tarafından 2.11.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu