Gonca iken
güle dönen bahtımı;
Vedayla
soldurup derdin hayırsız…
Açtırdın
yıllanmış dert şarabını;
Neş’eyle
doldurup verdin hayırsız…
Çatılan
kaşları ağaran saçı;
Sevmekmiş
kalbimin en büyük suçu;
Gözümde
deryalar taşıyan göçü;
Hicrana
sildirip verdin hayırsız…
Kurbanım
diyerek gönlümü seçip;
Vefa kapısının
önünden geçip;
Ölüm fermanımı
imzaya açıp;
Hicrana
bildirip verdin hayırsız…
Sorma artık
aklımda yok fikrimde;
Sende sonra
isyan çıktı zikrimde;
Kurtuluşum bir
yudumluk zehrimde;
Şerefe
kaldırıp verdin hayırsız…
Silemem
böylesi kara yazgıyı;
Atamam yürekte
duran sezgiyi;
Makamı
“kahretsin” olan ezgiyi;
Hiç yoktan
çaldırıp verdin hayırsız…
Sen verdin
yazıma bu kara kışı;
Ayrılık demek
ki kaderin işi;
Vuslat saatinde
en güzel düşü;
Uykumdan
aldırıp verdin hayırsız…
Ali ALTINLI –
04/11/2015
Saat: 18:41