Öyle bir
Beyoğlu Sevgisi
Yaşar ki içimde;
Kaybetsem bile her şeyimi
Mutlaka bulurum
Kendimi.
İstiklal Caddesi'nde.
Yaşanmamış sevgilerle,
Kaybolmuş aşklar
Sarıp-sarmalar beni.
İpini kopartmıştır
Anılar.
Üzerimden geçerler
Silindir misali.
Fırtınaya tutulmuş
Sandalım artık.
Yalpalarım
Sağa-sola.
Gençlik sevgilim
Çilli Kız'dan,
Bir buse koparabilmek için,
Gezinip-dururuz
Arka loş sokaklarda.
Bazen de
Ahret Duaları okurum
Yeşilçam'ın başucunda.
Asılırım
Taksim-Tünel
Tramvayı'nın arkasına.
Ayaklarım
Yerden kesilir.
Az sonra da
İnmek zorunda kalırım,
Pala Şair'i
Görünce karşımda.
Alaycı Bakışlarıyla
Güler bana
İnci Pastanesi.
Bir dilim pasta uğruna,
Az mı sevip koklamıştım,
Rum kızını burada.
Yalan değil ya.
Çiçek Pasajı'ndan;
Kaybolmuş yaşamların
Kokusu yayılır kaldırımlara.
Alkol,
Çekip gitmiştir.
Sarhoşluk,
Bakakalır, çaresizdir.
Merak etmişimdir,
Franguli Mücevheratçı dükkanını;
O da tanımıştır artık,
Acımasız
Zamanın asık suratını.
Unutulmuşluğun girdabında,
Yudumlamaktadır
İstiklal Caddesi'nin tozlarını.
Yığılıp kalırım,
Galatasaray Lisesi'nin önünde.
Bir
Sıcaklık hissederim
Hayat kadınının ellerinde.
Susmadı bu yürek,
Bendeyken
Bitmedi bu sevda.
Duygularım;
Hala
Derin-derin
Mezarımı kazmaktadırlar
Beyoğlu'nda...