kalbin imbiğinden geçmiş her hissim
acının mengenesinde
kahrın her evresinde
mutlu yarınlar ve sevimli yüzler değil gördüğüm
gözyaşıyla ıslanmış
hüzünle hemhal olmuş
hep dışlanmış ve terk edilmiş
kirli bir elbise gibi giyilip atılmış
bir gazete kağıdı gibi sararıp solmuş
konuştu mu kelimeleri anlaşılmaz olmuş
sesi mazinin derinliklerinde kalmış
aklı eskimiş, kalbi çürümüş
sevmeyi sadece yazılarda görmüş ve okumuş
sevilmeyi tatmamış
oysa bir yığın ayrılık okuyla canı elinden alınmış
kahır mızrağıyla aşkı orta yerinden vurulmuş
ve söz mermisiyle yere serilmiş bir adam
rabbim varsa onun bir taksiratı affet
göz menzilinde uzak
kalp eriminde tuzak bir ömrün yaşayanı olmuş
şimdi hangi kuş uçacak başının üstünden
hangi çiçek açacak ayağının dibinde
hangi kirli ve zehirli havayı soluyacak
ve hangi bulanık suyu içecek
bir tutam mavilik atılmış üstüne adamın
uçurtmaları maviliklere takılmış
mavilikleri bulutların ardına düşmüş
belki de ilk kez gülümsemeye çalışmış bir bebeğe bakıp
çok acemice olmuş bebeği ağlatmış
bilmediği bir şeyi niye yapmaya çalışır insan
bildiği şeyi yapsa ya, ağlasa...
sevmek ne de müşkil bir işmiş allahım
kolay sanmıştım elimi kolumu sallayıp sevmiştim
gönlümü aklımı salıp sevmiştim
bir daha mı sevmek, tövbe olsun
aşk bana yasak olsun
ömrüm sek olsun
ölümüm tek...