Ezilmiş zamanın

Fosilleri uyur

Beyoğlu'nun

Dar sokaklarında.

 

Duygular,

Dağılmıştır çil yavrusu gibi

İstiklal Caddesi'ne.

Bir kadının

Çığlığı karışıyor

Tramvay  kampanasının sesine.

 

Her köşe başında hissedilir,

Sızıp kalmış yaşamların kokusu.

Omuz atar tanımadığım duygular.

Vefasız sevgililerin; şuh kahkahası

Kulaklarda patlar.

 

Ardı arkası kesilmez

Yalnızlık senfonisinin.

Çiçek Pasajı'na hapseder

Yarınları.

Alkol kokusu bile

Ayıltamaz.

Yitik umutları.

 

Haçopulos Pasajı da

Artık tanımaz beni.

Napoliten şarkılarda bile yok

En ufak teselli.

Terk ettiğim rum kızının

Duysam sesini.

 

Sen

Garip ve mahzun Tünel;

Kabul et, ayak ucunda  uyuyayım.

Hiç olmayacak bir rüyada,

Aniden çıkagelir

Çilli Sevdiğim.

O zaman

Doğar mı gün ışığı acaba.

 

 

Var  mıydı

Anılardan-yaşamdan   kaçmak.

İçimde çöreklenmiş

Aşk  yenilgilerimin korkusu.

Tez zamanda getir

Kızılca kıyameti,

Sustur yüreğimi sustur

Beyoğlu...

 

 

 

 

( Beyoglunda 17 başlıklı yazı Kasvetli tarafından 5.12.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu