Beyazıt Kapısı'ndan
Kovulur,
Ne varsa hüzünden yana.
Arayıp
Bulamaz insan
Kendini burada.
Güvercin kanatlarında
Saklanır,
Umutlar.
Bedesten’de yudumlanır
Yorgun-mey hoş çaylar.
Yelpaze gibi rüzgârlardır,
Tarih'ten eser.
Neler anlatır da
Bilemeyiz,
Direkler arasında
Fokurdatılan nargileler.
Sultan hamam Kapısı'na
Vardığımda,
Zaman çekip gider.
Hep karşımda durur,
Annemin; küçükken aldığı
Sünnet elbiselerim.
Bomboş kalır
Sultan hamam Çarşısı,
Tepede-tırnağa titrerim.
Sahaflar Çarşısı'nda,
Unutulur yaşam.
Etkilemez bizi
Dertler Senfonisi.
Emrimizde durur
Sabah-akşamlar.
Derken,
Bin bir çeşit
Rüyalar başlar.
Yüreğimdeki
Dinmeyen tatlı sızı.
İnsanların
Karınca yuvası.
Sularını içtik sebillerinden
Damak tadı.
Yaşantımıza sığmayan
Değerler yargısı.
Heyyy... Kapalıçarşı...
(15.11.2006 - 6.şiir kitabımdan)