İnat;
Bahtımın çer ağlarında yanar
Kaç güz vakti geçti/
Elimde yakamoz akşamları
Soluk perdelerin recmi
Gün bulaşığı yarınlar
Söküldüler gül boğumu
Kazağımdan…
Al karısı düşlerimi
Noel baba süslemesin
Sökük bir maviye iliklendi
Feryadım/
Taşır mı bilmem
Yırtık bot alazlığı kıyısında
Çocuk gülüşlerimi/
Denizkızı saçlarında “Aylan”
Palyaço balinalar koynunda
“Miray”…
Sığıntı bu ömür
El kapılarına muhkem
Zannımca özgürlük
Buzdolabı düşlerinde
Soğuk bir yaranın
Gözlerini kanatır gibi
Acılarım…
Siz;
Dilek ağacına iki meftun
Asın çamlara duygusuz bakışlarınızı
Kahramanım gecesefaları/
Duygular soldan kanar
Umut bir taşın ekmeğe
Tav olmaksa/
Bende varım
Derim…
Varım ki!
Yarınlara kara gözlü
Sermaye/
Verecek neyi kalır zulmet
Yamaçlarında tenimin…
Yıl sökerim bu zamanlar
Düş tarlalarından alınyazıma…