.
..
...
Görünen her
zerre havada ve ya çölde
O da delidir
bizimki gibi bulunduğu yerde
Zerre
dolaşır mutlu olursa da üzgün de
Koşulsuz
kendi güneşinin çevresinde
“Mevlana”
هر ذره
که در هوا و در هامونست
نیکو
نگرش که همچو ما مجنونست
هر ذره
اگر خوش است اگر محزونست
سرگشته
خورشید خوش بیچونست
"مولانا"
Evrendeki bütün varlıkların arasında bir bağ olduğuna inanıyorum. Etrafımızda bulunan her
şey çeşitli bağların aracığıyla diğeriyle ilişkidedir ve genelde bu bağlar bizim için görünmez
durumdalar. Bahsettiğim bu bağlantılar atom içerisindeki incecik proton ve elektron arasında
da
bulunur, kainattaki kocaman gezegenler ve yıldızların arsında da.
Farkında
olmasak bile dünyanın diğer köşesinde baş veren olay bizim hayatımızı
etkiliyor.
Afrika ormanlarında bir kelebeğin ölümüyle Asya’daki tsunaminin arsında bir ilişki var mıdır
acaba? Ben böyle bir ilişkinin var olduğuna inanıyorum.
Buradaki bahsetmek istediğim konu ilk önce hayatımızda her şeyin arasında bağlantılar
olduğunu göstermek ve sonra bu bağların sayesinde dünyadaki olayların birbirlerinin üzerinde
bıraktığı etkilerdir.
Söz konusu olan bağlantılar bazen bizim tanımadığımız bir gücün tarafından takviye
ediliyorlar. Buna örnek olarak çoğumuzun duyduğu şöyle bir gerçek hikayeden de
bahsedebiliriz:
Bir anne savaşta olan oğlunun yaralanması ve ya ölümünden aniden yüreğinin titremesi ve ya
oğlu kötü bir olayı yaşarken annesinin aniden onu düşünmesi ve tedirgin
olmasıdır.
Böyle bir olayları görüp duyduğumda etrafımızdaki her şeyin ve herkesin arasında var olan
telepatik bağa inancım daha da artıyor.
Ayrıca yukarıdaki örnek verdiğim durumlara baktığımızda hiç tanımadığımız güçlerden dolayı
bağların yoğunlaşmalarına da tanık oluruz bazen. Genelde bu gücü sevgi ve ya aşk gibi
sözcüklerle adlandırıyoruz.
Eminim çoğumuz buna benzer olayları yaşamışız ve konuşmadan dokunmadan karşımızda
duran ve ya hatta uzaktaki bir kişiyle içgüdüsel olarak bağlantı kurmuşuz.
Liseden bir arkadaşım vardı. Üniversiteye başlamıştım ama arkadaşlığımız hala devam ediyor
sürekli birbirimizin evine gidip geliyorduk. Çoğu zaman beraber olurduk. Ağabeyi uzun süre
yurt dışında yaşadıktan sonra memlekete geri döndü. Yaklaşık on beş sene yurt dışında
yaşamıştı. Onun bu üzün müddetten sonra nasıl bir karaktere sahip olduğunu merak ettiğimden
dolayı ziyaretine gittim.
Küçük odanın
köşesinde beyaz bir kıyafet giymiş minder üstünde bağdaş kurup oturmuştu.
Odadaki hoş tütsü kokusu samimi bakışlar ve sonra el sıkışmada onun vücudundaki bulunan
acayip sıcaklığın içime işlediğini yıllar geçmesine rağmen hala hatırlıyorum.
Rıza yurt dışında yaşadığı yılların çoğunu bir yoga okulunda geçirmişti. Arkadaşlığımız o
andan itibaren başladı. Seneler geçtikçe hem yoga felsefesiyle tanış oldum hem de birbirimizle
çok yakın olduk.
Ben de onun ki gibi vejeteryan oldum. Vejeteryanlığım yıllarca devam etti. Hatta askerlik
döneminin ilk 18 ayını bile yemek tarzımı değiştirmedim. Ama askerliğimin son altı ayını
savaş bölgesine sevk edildim ve oranın yaşam koşulları benim vejeteryanlık hayatıma son
verdi. İran-Irak savaşı yeni bitmişti ama yine de bölge tehlikeliydi. Üstelik bizim grubun da
görevi mayın tarlalarından ölen
askerlerin cesetlerini bulmaktı.
Neyse artık konumuza dönelim. Rıza’yla benim aramda bulunduğu telepatik bağdan bir örnek
vermek için bu konuyu açmıştım aslında.
Bir gün beni aradı ve görüşmemizi istedi. Akşamı şehir merkezinde buluştuk. Biraz
konuştuktan sonra “senden bir şey isteyecektim ama” diye, konuşmamızı sürdürdü.
Rıza
istediği şeyi söylemeden benim ağzımdan “Ee. Yüz bin para mı istiyorsun?”
Bu güne kadar ona söylediğim sözün benim ağzıma nereden koyulduğunu bile
anlamamışımdır.
Hatta benden
isteyeceği borcun ne kadar olduğunu bile söylemiştim.
Kesinlikle hepimizin günlük hayatı böyle bir içgüdüsel bağlantılarla doludur ama çoğu zaman
onların farkında olmuyoruz. Peki ne zaman onları fark ediyoruz?
Benim düşündüğüme göre bir kişiyle karşısındakinin arasında var olan bağ yoğunlaştığı ve
güçlendiği zaman hissedilir.
İşte o bağı
güçlendiren şeyin adı aşk ve ya güçlü bir istektir.
İsteğimize
ve amacımıza ulaşmamız onu ne kadar sevdiğimize bağlıdır.
Onun için
yüreğimizi gerçek bir sevgiyle besliyor muyuz acaba?
Arayan biri gerçekten aradığı şeye ulaşmak istiyorsa bunun için derin bir istek gerekiyor.
Arayanın içinde bulunan aşkın değeri arananla onun arasında kurulan bağın ne kadar güçlü ve
zayıf olduğunu belirler. İkisi arasında güçlü bir bağ bulunmuyorsa eğer onların birbirlerine
ulaşmaları imkansızdır.
Muhammed Ahmedizade