Eski
bayramlar, tatları damağımda salkımlar:
Bayramlık elbise, şeker, çikolata alınır,
Dolaplarda, kitli yerde itinayla saklanır…
Arife günü insanlar mezarlıkta toplanır,
Kur’an, gözyaşı acı tatlı anılar ballanır…
Gecesi çöktü mü evde temizlik bin katlanır,
Çocuklar uyuyamazdı… Uzak yakın akşamlar,
Eş, dost, akraba özlemle sılasına dönerdi!
Bayram namazından sonra her aile büyüğü,
Kahvaltı hazırlar, o evde yerdi küçük büyük,
El öperdi küçükler hediye almak etikti…
Çocuklar sinemaya gider, roket, mantar atar,
Büyükler kâh ziyarette kâh eve sohbet katar,
Bayramlaşır, gece geç vakitlerde ancak yatar,
Sanki her an bulunmaz bir Hint kumaşı, kritikti…
Ne bilirdik alevi Sünni’yi nede Türk-Kürt,
Vatan bütün, kardeşlik yürekte atardı küt-küt,
Küsler barışır, kavgalar biter sevinç beylikti…
Günümüzde medya akraba, sanki ana baba
Ekran başına mahkûmuz, oynar gibi körebe!
Ne akraba ne dost nede bayramdır ebe söbe,
Piyango gibi, bayram günü tatile reçete,
Yazsa deniz kenarı kışsa kayak giyilen aba…
Artar cinayet, anarşi… Yaşanır kaba saba,
Eski bayramlara-öze dönsek diyorum, baba…
Saffet
Kuramaz