Günden güne unutulmaya yüz tutmuş manevi değerlerimizden olan;
Vicdan nedir?
Kendimize öz saygımızın test edildiği merkezdir.
Yaşantımızda iyi veya kötü yaptıklarımızın muhasebe yeridir.
Kendimize karşı bir sorumluluk merkezidir.
Güzelin ve çirkinin ayıklandığı arıtma bölümüdür.
Vicdan, kendi kendimizi yargılayıp, gereğinde ceza veren bir hüküm merkezidir.
&&&&&
Psikoloji ilminde sıkça geçer; Benlik...
Hareketlerimizin karar merkezi olan beynimizde kişiliğimizle ilgili etkin üç benlik vardır, a- üst benlik...b-benlik...c-alt benlik...
Doğuştan var olan üst benlik (süperego) hazlara yönelik, kural tanımazlık ve uyumsuzluk gösteren egodur. Ayıp, günah kavramlarını ve toplum kaidelerini hiçe sayan utanç gurubu egodur.
Süperegonun evrimleşmiş şekli egoyu (benlik) oluşturur. Nizamlara uyumlu, barışcıl...
Alt benlik (id), korku, kendini yargılayıcı, frenleyici özellikler taşır. Utanma duygusu maksimum boyutlardadır.
Çocukluk dönemini geride bırakmış her kişide benlik belirginlikleri fark edilir.
Olayların karar verme aşamasında alt benlik ve üst benlik çatışmaları yaşanır. Örneğin;
Genç erkek sokakta çok hoş bir bayanı gördüğünde;
Üst benlik harekete geçer ve emir verir "git peşinden, taciz et, rezil et, gönlünü eğlendir"
Alt benlik derhal devrededir "ne yapıyorsun, ayıp senin yapacağın" der. İşte ayıp diyen alt benlik sesi, "vicdanın sesidir"...
Alt benliği güçlü olanlar vicdanlı kişilerdir.
Vicdanlı kişiler, ayıp-günah, haram-helal konularında hassastırlar. Kendilerini baskılarlar. Toplumsal olup, nizamlara kaidelere uyum gösterirler. Toplumda saygınlıkları vardır.
Onurlarına düşkündürler, önce kendilerine sonra diğer kişilere saygılıdırlar Suçluluk duyguları gelişmiş olup, kendi kendilerini yargılarlar. İcabında cezalandırırlar.
Yaşantımızda rastlarız, "ben bu utançla yaşayamam" deyip intihar edenler bile vardır.
Vicdanda esas öge, "acıma duygusudur"...Merhamet, vicdanın ürünüdür. Şefkat, merhametle sevginin bileşimidir.
Bir konu hakkında kararsız kalındığı olur, o durumda "vicdanına sor" diye kişiyi serbest bırakmak lazımdır. Vicdan etki kabul etmez...Vicdan özgürdür...
Vicdanda hassas bir terazi vardır, iyi-kötü burada tartılır. Vicdandaki tartıda, iyiler ağır gelecektir.
Alt benlikle üst benlik çatışmaları iki taraftan birinin galibiyetiyle son bulacaktır. Galip gelen tarafın alt benlik olmasını dileriz.
Bugünlerde unutulmaya başlanıldı vicdan...
Bir delikanlının "vicdan nedir, anlatır mısınız?" şeklindeki talihsiz sorusuna muhatap oldum. Genç bilmiyordu vicdanı, hiç mi karşılaşmamıştı bu güne değin...
Hiç mi görmemişti, acıdığı sokak hayvanlarını besleyenleri?
Hiç mi görmemişti, balkonun bir köşesine her sabah bulgur serpen bayanı...
Hiç mi görmemişti, yoksul bir yetimi giydireni, eğitim giderlerini üstleneni...
Hiç mi görmemişti, toplum yararına çalışanları...
Hiç mi görmemişti, hakkından fazlasını iade edenleri...
Hiç mi görmemişti, bulduğu para dolu cüzdanın sahibini arayanları...
Görmemişti ki, bu soruyu soruyordu...
Nasıl yozlaşmışız, manevi değerlerimizi nasıl da erozyona uğramışız ama farkında değiliz...Bizler, eski "biz" değiliz.
Yeni nesile nasıl bir "manevi değerler yapısını" miras olarak bırakacağız?
Vicdanı olmayan bir gençlik kuşağından ne bekliyeceğiz?
Anneler-babalar? Bu soruyu önce kendimize soralım...Haksız mıyım?
Tarihimizle övünürüz, ama tarihimizdeki atalarımızın torunları özelliğimiz yok. yok, yazık ki yok...
Biraz kendi kendimizi "ıslah" edemez miyiz?
Birazcık gayret...
Gönüller dolusu selam ve sevgilerimle...
Yurdagül Alkan.