DİRGENİMİZ YOĞUDU
 
 İş arardık kapı, kapı gezerdik,
 Elimizde kazma kürek yoğudu,
 Arpayı buğdayı harman ederdik,
 Sap saçacak dirgenimiz yoğudu,
 
 Kimseye demezdik korkulu düşü,
 Yarına koymazdık bu günkü işi,
 Maraş’tan yapardık alış verişi,
 Köyümüzde bakkalımız yoğudu,
 
 Hastalansak hastaneye varmazdık,
 Yaralansak yaramızı sarmazdık,
 Gece gündüz çalışırdık durmazdık,
 Eğlenecek zamanımız yoğudu.
 
 Verimliydi toprağımız taşımız,
 Bol olurdu ekmeğimiz aşımız,
 Yılda bir kez ağrımazdı başımız,
 Hap yutacak zamanımız yoğudu.
 
 Kenger alır sakçalıda yatardık,
 Gecesini gündüzüne katardık,
 Koyunları kırkar yünün satardık,
 Eğirecek kirmenimiz yoğudu.
 
 Şimdi bin bir çeşit hastalık çıktı,
 Zamanın insanı canından bıktı,
 Tansiyon ve şeker çok evler yıktı,
 Köyde tansiyonun adı yoğudu.
 
 Âşık Ali’m baş ağrısı bilmezdik,
 Hasta olur kolay, kolay ölmezdik,
 Tarlada yatardık eve gelmezdik,
 Akrebi bilmezdik yılan yoğudu.
                       22.Haziran.1967


( Dirgenimiz Yoğudu başlıklı yazı Aşık Ali tarafından 3.02.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu