O kadar doluyum ki sana!
Ne desem boş değil!
Belki de hoş...
Ömrüm loş!
Hani bardaktan boşalırcasına yağar ya yağmur, bende öyle yağmalıyım senin üzerine.
Islanmadık yerin kalmasın. Sırılsıklam ben olasın baştan ayağa. Hani şöyle sıksan kendini ben akayım senden şırıl şırıl. Saçlarından alnına akmalıyım damla damla, alnından kirpiklerine değmeliyim tek tek, kirpiklerinden yanağına süzülmeliyim yavaşça ve yanaklarından da dudaklarına kavuşmayalım ve can vermeliyim orada.
Yârin dudağından gayri hayat suyu mu varmış!
Yârin dudağından gayri güzel çiçek mi olurmuş!
"Yarin dudağından getirilmiş.
Bir katre alevdir bu karanfil,
Gönlüm acısından bunu bildi!" diye yazmış ya Ahmet Hâşim, aynen öyle!
Çatlamış olan dudaklarına su olayım. İlkbahar olayım kurumuş gönlüne. Can toprağına yağmur olayım. Kurumuş dallarına can suyu olayım. Göğüne çekilmiş mavi olayım, dağına serilmiş yeşil... Boy boy fidan olayım bahçene, yolunun her iki yanına sıra sıra çiçek olayım, pencerene konan kuş olayım.Yazına serinlik, ömrüne derinlik olayım. İçine ferahlık dışına güzellik olayım.
Daha nen olayım?
O kadar doluyum ki sana!
İsyanın olayım, damarında kalbine hücum edeyim. Aklından çıkmayan sorun olayım. Kalbinde dinmeyen sızın... Dudağında düşmeyen isim olayım. Gözlerinde ben olayım.
24 saat düşünenin olayım.
Peşinden koşanın...
Perişan olanın...
Nişanın olayım alemde!
Zişanın...
Hani şöyle bir baksan bana kıraç ruhuma hayat olursun.
Bayat ömrüme tazelik olursun.
Çok şükür deyip günde beş vakit alnımı koyduğum seccadem olursun.
Daha ne diyeyim sana?
Sen beni sevsen de olur sevmesen de!
Bunu bana desen de olur demesen de!
Kaç bahar oldu tek...
Kaç nehar (gün) oldu.
Kaç seher...
Ömür dediğin bana hep keder...
Ederi de saçlarıma düşen ak gözlerime yuvalanan yaş oldu.
Alnıma yazılmış olan kader dur bakalım daha bana neler eder?
Sen çal sazını söyle şarkını uzak ellerde... Gülüşünü eksik etme dudağında, gözlerinde neşeyi zayi etme, kalbinde hüznü besleme, aklında beni düşünme...
Bir çıban gibi çıkmasın ben fikri canında, sakın!
Sıkma canını ben'le...
Kötü huylu bir ur gibi girmeyeyim düşlerine.
Sarmayayım seni sarmaşık gibi içten içe.
Bir de benimle dertlenme, efkârlanma sevdiğim; başı duman olmuş dağlar gibi! Bir de benimle başına karalar bağlama, kalbine yaralar açma!
Yâr eler beni her sevmemde!
Sevip de yaralar açma bende!
O kadar doluyum ki sana!
Hani diyorum bir döksem içimi.
Seni, sel alır gider, ateş olur yakar, duman olup boğar.
İlan ediyorum burada, hüznün metropolüyüm.
Gözyaşlarının coğrafyası...
Yalnızlığın iri mi iri siyah mı siyah gülüyüm. Açarım kuytu, karanlık ve sensiz yerlerde. Sen mutluluğun kocaman papatyasısın. Açarsın bir muştu gibi, aydınlık ve bensiz illerde.
Kırık döküğüm, sensiz bölük pörçüğüm.
Yaklaşma bana sakın, Küçüğüm!
Acıdan yana çok mu çok büyüğüm.
Rabbim daha iyi bilir ya, seni ne de çok sevdiğimi.
Sensiz ne de çok ağladığımı...
Sen bilmesen de olur!
Sen gelmesen de olur!

( Bir Katre Alevdir başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 5.03.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu