Kolaçan edip ruhum âlemiyle gezerken,
Gönlüm her bir köşede vuslatıma bakındı.
Kaderimi Hak, levh’in kalemiyle çizerken,
Meğerki cennetliğim bana benden yakındı.
Bir insicam vardı ki ebedi ülfete ram,
Huzurda iki taraf adabını takındı.
Mubahın zemininde değerliydi ihtiram,
Nefis fit almayınca ruh münkerden sakındı.
Şeytanlığıyla iblis enaniyet ederek,
Üstünlük taslayınca bir secdeden çekindi.
Anne-babamız ise biraz gaflet ederek,
Nihayet yedikleri elma veya ekindi.
İşte tam ondan sonra başladı ayrılıklar,
Visal için firkate dayananlar mekindi.
Aslında nisyan ile haşladı gayrılıklar,
Nefsine uyandaki kin gerçekten ne kindi?
Yıllar böyle geçerken eğer kaplarsa yeis,
Bu demektir ki artık son fermanın okundu.
Ok saplanır kalbime yârdan açılsa beis,
Bu hasretin acısı yüreğime dokundu.
Behey ezel sevdiğim beni sana bağlayan,
Allah’ımıza karşı yaptığın her rükündü.
Sana vasıl olunca; ifrit, bana ağlayan,
İkimizin talebi ebedi bir sükûndu.
MFK