FALCI
Biçare bir aşığım, içi içini yiyen,
Son umut sana geldim,, aç falım çıksın halım!
Boş keramet buyurmaz, "falsız kalmayın diyen";
Hoş sözlerdem merhem sar, kırıktır gönül dalım.
İster suya bak söyle, istersen bir fincanda,
Ya da bakla atıver, oturup şu divanda,
Bir lahza uçur canı, pembe bir heyecanda;
Dahi gördüğün ahval, olsa dört ayak salım.
"Üç vakte kadar" deme, atma yıllar ardına,
Acil bir vakit söyle, bübülün muradına,
Bir yumruk sen ekleme, kaderimin gardına;
Sağ salim o limana, kavuşmalı sandalım.
"Kara haber" var deme, yıkıp kara kaşını,
Pirinç yek pirinç olsun, seçme kara taşını,
"Engeller"var diyerek, kaşıma kel başını;
Çiçek hoş, arı naçar, dilinden ola balım.
"Bolca akçe var"deme, al götür senin olsun.
Bülbüle bir gül kafi, hoş sada benim olsun.
Sesim yare ulaşmaz, uzandığım son kolsun;
Bu bahar harmandalı, oynamalı bindallım?