Tamah ettikçe çoğa dünyevi hırs artmakta,
İkiye çıkamadan eldeki bir gidiyor.
Sevap yerine mizan günahları tartmakta,
Arınmak geciktikçe hep alttan kir gidiyor.
İbret almadan baktık göremedik matlubu,
Şeytan galip gelirken bilemedik mağlubu,
Her şey arka plansız kapatınca kulûbu,
İşte böylece insan dünyadan kör gidiyor.
Tul-u emel arzusu hızlıca yaşatıyor,
Hiç farkına varmadan ağır yük taşıtıyor,
Elde sıfır ile ruh eceli kaşıtıyor,
Nice sağlıklı zevat bakmışsın er gidiyor.
Makamı mevkisiyle kiminde yüz parlaktır,
Sekerât-ı mevtinde kimisi de tırlaktır,
Tüm bedene yayılan ruh artık yuvarlaktır,
Kararır münkir surat yüzdeki nur gidiyor.
Kocaman bu yer küre bir avuç nâsa darken,
Yapışıp da tutanı yeraltına sokarken
Yanımızdakilerden her gün gidenler varken,
Neden kul ısrar edip Rabbine dûr gidiyor?
Ağzımızdan dökülen gizli-açık sözümüz,
Deşifre edilecek saklı olan özümüz,
Çok bariz bir şekilde görür o an gözümüz,
Mahşere doğru uçup zahire sır gidiyor.
Tâ elest bezmindeki sözünde duranımız,
Tek kurtulandır diyor bu Yüce Kur’an’ımız,
Cennetliksek melekler selamla soranımız,
Cehennemlikler ise ateşe hor gidiyor.
---------------------
Matlub: İstenen
Kulûb: Kalpler
Sekerât-ı mevt: Ölüm sarhoşluğu
Tırlak: Deli
Münkir: İnkârcı
Nâs: İnsanlar
Dûr: Uzak
Elest bezm: Ruhların Allah ile ahitleştiği vakit
---------------------
MFK