
Mavi deniz ve ay sevdalı,
Gök rengine mehtap sarılmış,
Dansa durmuş renkler rüyalarda,
Gözler derin uykudayken...
Uyanışlarda alaca yansıyor mavi deniz,
Dalgaları hırçın vuruyor kıyılarına,
Loş ışıkta kızılımsı parlıyor umutları,
Ay ve mavi giymiş üstüne mor elbise...
Duyuyor musun yanlızlık adım, yalnızlık,
Ay ışığı bir başka sessiz bu gece,
Mavi deniz, bir başka çılgın bu gece,
Ve o hoyrat martılar, ve o arsız yakamozlar...
Telaşlı melodileri dönüşüyor dertli nağmelere,
Sabah doğuyor, alev alev kaynıyor mavi deniz,
Yunusların sevinç dansı gölgeliyor,
Martıların varoş nağmelerini...
Bu mavi dert dinlemez, gamsız gelin mavi,
Sarmış kara bulut göğü, giymiş damat elbisesi,
Damla damla yağmurlar gelinin tuzlu gözyaşı,
Kaptan, martılar bırakmış geminin dümenini...
Savruluyor hırçın dalgalarda, pusulası kırık,
Ufuklarda karanlık ada, kurtuluş kızıl bir liman,
O limanda kayalarda yankılanıyor rüzgarın uğultusu,
Ve o hoyrat şenlikte, gökte martıların melodileri...
Yunus balıkları yeniden doğmuş, yürekli savaşçılar,
Süzülüyorlar sessizce ve hızlı, mavinin efendileri,
Yelkenlerin ardında dans ediyorlar tehlikeleri aldırmadan,
Güneş doğuyor, gözleri sevgi dolu, tüm yük omuzlarında...
Git gide artıyor, sessizlik arasında martıların boğuk sesleri,
Balıklar hazır, sonsuz mavi sofrada şenlik başlıyor,
Mavi ne de güzel parlıyor, ılık ılık düşen güneşin saçlarında.
Yunuslar ve martılar kavuşuyor hayallerine...
Ve ben her yeni gün gibi, hâlâ yalnızım, yalnız,
Yalnızlık, rüyalarım ve mavi deniz umutlarım,
Ve ben, yine seni gördüm rüyalarımda,
Maviye bürünmüş, ela gözlerin vardı, Marya...