Yürek bu!
Yürek bu tir, tir titrer kolaysa gel de dayan
Çırpınır bir kuş gibi, uçayım der uçamaz
Feryat, figan, vah eder, ne sezen var ne duyan
Hayatı bir düş gibi, geçeyim der geçemez
Güneş battıktan sonra, sayısız yıldız doğar
Aydan mahrum kalanlar, dert üstüne dert yığar
Bir küçücük yüreğe, bunca gam nasıl sığar
Yorulmuş bir döş gibi, açayım der açamaz
Kum pirinci geçince, kim oturup ayıklar
Neşeni alıp gider, yürekteki oyuklar
Gönül gezip tozmayı, arzu eder sayıklar
Yeniden bir iş gibi, seçeyim der seçemez
Öyle bir hal alır ki, ne arka sağlam ne ön
Gözüne uyku girmez ne yana dönersen dön
Pişmanlık takip eder nerede o mutlu son
Kesilecek fiş gibi, kaçayım der kaçamaz
Katlar, yatlar, makamlar, hep girerdi düşüne
Çoğuna sahip olup son verirken işine
Şeytanı taşlar gibi şu dünyanın peşine
İncisini taş gibi, saçayım der saçamaz!