kanla
karışık bir yağmur yağarken, bu çöl artığı kente
netameli bir
hava var odamda
acımı bastırmak
için; dişlerimle dudaklarımı ısırıyorum
topladım
tasımı tarağımı
topladım
bizden arta kalanları
gidiyorum
ağlıyor
muyum?
hayır
ağlamıyorum
sadece
gidiyorum
yolum uzun
yolculuğum
çetin
üstüne basa
basa değil
kırarak
dökerek hiç değil
bir yabancı
gibi hayatından geçip gidiyorum
ok yaydan
çıktı, sen değilsin hedefi
sen değilsin
artık. şiirlerimin adresi
otopsinin
vahşetiyle deşme gidişimi
geride bir
ipucu yada gizemli bir şifre arama
farzetki hiç
olmadım
farzetki bir
köşede öldüm
kanaya
kanaya
failim
malum…
dön de bir
bak aynaya
belki birkaç
parça kimsesiz anı ve sana itafen yazılmış
yarım
yamalak şiirler bulacaksın kıyıda köşede
yırt
gitsin
yada bir
çocuğa ver
her sayfadan
kayık yapsın uçak yapsın
gidiyorum
son bir kez
de olsa, dönüp bakmayacağım arkama
bakarsam…
gidemem
biliyorum
uğruna
ateşlere yürüyen biri olmayacak artık
kimse senin
için; bu şehrin sokak duvarlarına kızılca kıyamet şiirler
yazmayacak
bu kırsal
beton ormanından, sildim bütün izlerimi
şairin…
artık bu
şehirde olmayacak