Dolaşırım
Bazen dalar giderim, sığmaz içim içime
Bambaşka dünyalarda, gezerek dolaşırım
Dertleri unutarak, son verip her acıma
Sadece ruhum ile sezerek dolaşırım
Kaf dağını aşarak bulup anka kuşunu
Geçerim bir nefeste Kaçkar’ın yokuşunu
Yılın dört mevsimini, bahar, yaz, güz kışını
Hava raporlarını bozarak dolaşırım
Renklerin cümbüşünde geçip gök kuşağını
Göklere uzatarak bir buğday başağını
Demir kapıyı kırıp geçerek eşiğini
Önümde ki devleri ezerek dolaşırım
Yıldızlar refakatçi hem gece hem günüme
Kızıl ötesi renkler yön verirken yönüme
Uzaydan göktaşları dökülürken önüme
Onları elmas gibi dizerek dolaşırım
Hayalde ki âlemler çok benziyor yurduma
Ondan uzaklaştıkça o koşuyor ardıma
Nefeslerim kesilir kimse gelmez yardıma
Yaktığım sigaraya kızarak dolaşırım
Kadere boyun eğdim bahtıma kızgın gibi
Olaylar yönlendirir yönümü dizgin gibi
Gerçekte bir yolcuyken hayalde gezgin gibi
Gördüğüm manzarayı yazarak dolaşırım
Mikdadî on yıl oldu yaşın geçti elliyi
Kaptırır mı sihirbaz sana uçan halıyı
Belki diyenler çıkar inanmayın deliyi
Hayal benim değil mi tozarak dolaşırım
Ozan Mikdadî