Bu yazının ilk bölümü Türk
Milli Takımının Avrupa Şampiyonasında ki ilk maçına başlamadan yazılmıştır
aslında, okuyanlar lütfen bu ayrıntıya dikkat etsinler. Önce cumartesi günü,
yanı benim yazıyı yazdığım gün ki gazete başlıklarına bir göz atalım. SABAH GAZETESİ
''Fatih Terim, Hırvatistan Maçına saatler kala meşhur motivasyon toplantılarına
başlamış'' Yan Başlık ''Varan - 1 Benim Favorim Türkiye'' Başka bir ülke olsa
şaşardık zaten. Başka bir alt başlık ''Onlar bizden korksun''FOTO MAÇ ''Zafer
ile Başlayalım'' yine bir yan başlık ''Arkanızda yetmişdokuz milyon.'' Breh
breh hemen de tahmin ettiler güzel Türkiye'min nüfusunu. Bir kere bunu en az
beş on milyonu hiç bir şeyden anlamayan çocuk ve bebek değerli kardeşim. Niye
böyle abartılı başlıklar da ısrar ediyorsunuz?
Herhangi bir şampiyona niteliği ne olursa olsun, ister
futbol, ister basketbol, ister tenis ya da boks her şeyden önce insanlar
arasında ki devletler arasında ki ilişkileri geliştirmeye ve sağlamlaştırmaya
yönelik olmalıdır ki bir işe yarasın. Netice de yapılan spordur, sağlıktır,
mutluluktur. Geçmiş zamanlarda futbol sahalarında hatta ve hatta basketbol
sahalarında bile fosur fosur sigara içenleri çok gördük bereket yakın zamanda
bu yanlışlardan dönüldü de rahata erdik.
Hürriyet Gazetesinde bir başlık yine ''Hırvatistan 2008
yılında ki takım değil.'' İmparator öyle buyurmuş. Allah Allah insan bu demeci
niye verir ki bunu bilmemek için alim, kahin ya da çok akıllı olmaya gerek bile
yok. Aradan sekiz yıl geçmiş yıl gelmiş 2016 ya o takımda ki o zaman bazı yaşlı
futbolcular haliyle takımdan ayrılmıştır, yeni elemanlar girmiştir takıma. Ha
sen eğer ki Hırvatistan'ın güçlü olup olmamasından dem vuruyorsan moral bozmak
için o ayrı, ama bu karşı takıma yüklenmeler de çoğu kere ki geçmişte de yaşanmıştır,
onlara motivasyon olarak da yansıyabilir bunu da akıldan çıkartmamak
lazımdır...
Bakalım hangi taraftarlar taşlı sopalı birbirlerine girecek
ya da ağız dalaşı yapıp kavga etmeye yeltenecek. Nedir yani birbirinizden alıp
veremediğiniz? Holiganlarda mutlaka gelip seyredecek hani biz de ki saçma sapan
''Ölmeye ölmeye ölmeye geldik'' diye bağırıp çağıranlara benzeyenlerden
bahsediyorum. A, dangalaklar, a benim aklı kıtlarım, spor sağlık için yapıla
gelen bir sosyal etkinliktir, ölmek, öldürmek, adam dövmek de neymiş? Ama
neredeee siz de onu anlayacak kabiliyet ve aklı selim, natokafa natomermer...
Yazının ikinci bölümü de tabi ki maçtan sonra ki ilk gün
yani pazartesi günü kaleme alınmıştır. Pazartesi Gün ki bazı büyük gazetelerin
başlıkları ''Daha Bitti Demedik.'' HÜRRİYET yine aynı gazeteden başka bir
başlık ''Çok iyi bir takıma karşı oynadık-Burada Pardon Yok.'' HÜRRİYET Bir
köşe yazarından değişik bir başlık ''Skor daha farklı olabilirdi.'' HÜRRİYET
GAZETESİ Yine başka bir gazete başlığı ''Milliler şansız başladı'' -SABAH
GAZETESİ- Allah aşkına şans nedir şanssızlık nedir, bir bana bunu açıklasın
yahu? Sen kalende bir gol görüp yeniliyorsun ve rakip takımın üç şutu da
direklerde patlıyor ve biz şanssızız öyle mi? Hadi oradan, hadi oradan. Başka bir
başlık ''Türk futbol severler Fransa'nın Başkentini kuşattı'' -SABAH GAZETESİ-
Allah Allah biz kuşatmanın sadece savaşlarda olduğunu zannediyorduk, demek ki
futbolda da oluyormuş.
Hadi bakalım bir kaç gün sonra İspanya Maçı, sonrada Çek
Maçı var. Yine neler neler yumurtlayacak bu gazetelerin sayın ve saygıdeğer
yazarları, editörleri, bekleyelim ve görelim. Yenilirsek muhtemelen başlıkları
gözümün önüne getirmeye çalışıyorum. ''Yenildik ama başa baş mücadele ettik.''
başka bir başlık ''Yenildik ama ezilmedik.'' Her zaman ki teranelerimizden
''Meşin yuvarlak istemedi.'' daha da değişiği ''Usta futbolcularımız
formsuzdu.'' başlık mı arıyorsunuz ''Fransa'nın sıcağı çok etkiledi bizleri.''
bahane üretmek en kolay ve çok yaptığımız iştir Türk Milleti olarak. Demek ki
neymiş efendim ''Lafla ne peynir gemisi yürüyor.'' ne de Türk Milli takımının
gemisi... Sadece motivasyon ile olmaz bu işler Rabbim bile ''Herkese
çalıştığının karşılığı vardır.'' diyorsa bunun da bir hikmeti olsa gerek...
Cuma günü daha maç oynanmamış, yine büyük gazetelerden
birinin başlığı ''Şimdi başlama zamanı''HÜRRİYET Yine başka bir demeç İspanya
maçından sonra İmparator Fatih Terim'den ''Utanması gereken birileri varsa o
ben değilim bu takımı teknik heyeti ve kafileyi bu noktaya getirenler
utanmalı.'' Türk Milli Takımı utanılacak bir şey yapmamıştır sadece
yenilmiştir. Ne teknik direktör ne de oyuncular centilmence mücadele etmişler
ve yenilmişlerdir hepsi budur özet olarak. Bu kadar mesele haline getirmenin
anlamı yoktur. En nihayetinde başarı da başarısızlıkta bizimdir. Bizim ile
beraber ikinci tura geçemeyen bir sürü takım vardır, hiç bir ülke de bizim ki
gibi saçma sapan polemikler yaşanmamakta diğer ülkeler olgunlukla
karşılamaktadırlar yenilgilerini ve elenmelerini, bizler de böyle olmalıyız.
Salı günü oynandı Çek maçı da ve takımımız en nihayetinde
2-0 kazandı bu maçı. ''Çekilin yoldan biz geliyoruz.'' SABAH GAZETESİ Yani
abartmaya bakar mısınız? İki maç kaybedip bir maç kazanmışsınız daha ve biz
geliyormuşuz. İkinci tura çıktığımız bile garanti değilken, bir gün sonra ki
maçların sonucuna göre şekillenecek iken durumumuz. Bir değişik başlık yine
''Pes etmeyen adamlar.'' HÜRRİYET GAZETESİ Yine başka bir başlık ''Annemi
ağlattılar hesabını soracağım.'' Arda Turan. Bu da HÜRRİYET GAZETESİ yine...
Milli Takım ve oyuncuları tabi ki canımız ciğerimiz.
Başarıları ile hepimiz gururlanır, başarısızlıklarına da haliyle üzülürüz,
milletçe. Bu yazıda da bizim eleştirilerimiz, Milli Takım'dan ziyade olayları
abartan basın ve medya kuruluşlarınadır. Başarılar ile tabi ki gururlanacağız
lakin tevazu sahibi de olmak ve karşılaştığımız/karşılaşacağımız rakipleri de
asla küçümsememek ve aşağılamamak gerekir bizlere de yakışan budur. Geçmişteki
milli maçlar öncesinde bu basından kaynaklanan abartmaları çok gördük ve çok
yaşadık. Ben ve benim gibi bir çok kişide şahittir ki sonu çoğunlukla olumsuz
ve hüsran ile neticelenmiştir. Lütfen abartmayalım sporda ki başarıları ve
başarısızlıkları. Almanlar, İngilizler, İtalyanlar, hem Avrupa'da hem de Dünya'da
başarı kazanmış birçok şampiyonluklar görmüş ülkeler bu olaylar karşısında
bizden daha sakin ve daha mantıklı davranmaktadırlar. Sağduyu ve aklıselim
davranışlar içinde olmak olgunluk gereğidir. Hepinize en derin sevgi ve
saygılar...