Hak etmezdi her gül, dalında severdim
Boynum kıldan ince, yaratanın garip kuluydum
Açılan gönle girer, yoksa başım eğer giderdim
Severdim kendimi, ben en çok kendime onurdum
Başka bir sunumu olmalıydı hayatın
Başka bir yolu olmalıydı kılıçtan keskin sıratın
Sınırlara sığmazken daha nice deli sorguların
Aslında ben en çok kendime sorundum
İçten tebessüme duacıyken gönül ağacı
Gülüşlerinle başladı bir gel git sarmalı
Olsa da vuslat yalan, senli baharı yalancı
Seviyorum desen! alemin velisi olurdum
Kaç bin yıl geçti göz hapsine gireli
Boynuma geçmiş sevdan ilmeği
Ne aşılmaz dağmış yüce yüreğin, ne çileli
Yar, gayri ben sana koşmaktan yoruldum
Biçare çeyrek ekmeğe üç zeytin değil mi hayat
Teslimiyetti cahil aklın yettiği kıt kanaat
Hepimizin geçeceği değil mi aynı sırat
İşte böyle böyle yola geldim, duruldum