Uzun bir maratondan sonra uzun uzun bekleyişlerimizin gerçekleştiği bir zaman dilimiyle yarışıyoruz. Ve aklıma gelen ilham kaynağının iklimiyle, böyle geçen zamanın akışını gönlümün sesinden gelen satırlarımla yazmak istedim.

Bu, ömrümüzün üçte ikisine yerleştirdiğimiz okumanın güzellikleridir ve öylede buluyorum. Öğrencinin; hayatını adadığı ve hayatından sonraki yılları ise devlet kapısında geçimini sağlamak için yaşamak ve yaşatmak için istediği, bir memurluk vazifesi. Bir yıl gibi geçen zaman akışına rağmen son haftaların yaklaştığı güzergahını yazmak olsun istedim.

Evet; biz öğrenciler için kaderimizin son basamaklarını, son adımlarını ve çalışacağımız ders saatlerinin son dakikalarıyla başbaşa bir zaman ile kalıyoruz. Zaman daraldıkça daralıyor, kapı çalındıkça, çalınan kapının sesi yüreğimizin derinliklerine kadar yaklaştığını hissediyoruz. Vakit bu vakit, zamanın çaldığı saatin akışına bakıyoruz artık.

Böylesi bir günde, bizlerin daha çok çalışılması gereken zamana karşı yarıştığımızın bilincindeyiz. Benizm için ve içimde herhangi bir heyecanın olmadığı vakitlerle kaderimizi belirleyecek sınavı dört gözle bekliyorum. Fakat; sınava girecek ve sınava girişi ilk olan öğrencileri aklımdan geçirdikçe düşünüyorum. Acaba nasıl hal içerisindedirler, heyecandan nasıl yapacaklar acaba.

Bir de aklımdan geçen şu fikir ile; ösym, yök başkanı, öğrencileri sınavın hangi kolaylık fikirleriyle tongaya düşürecek. Nasıl bir fikir paylaşımlarındalar. Öğrenciyi yine hangi yöntemle düşürebilirim? Fikrindeler belkide. Ama olsun; alıştık artık böylesi kolay denen söylentilere. Önemli olan hayatta, her zaman zor olanı başarmaktır, zorlukları aşarak güzelliklerin meyvesini tadmak ağzımıınz tadını daha da ballandırır. Bizler de böylesi bir hayatın sınavını geçmek için elden geleni yapmakla meşgul olmakta ve olmalıyız.

Bir üstadımızın da söylediği meşhur söz gibi ’ Mesul olduğun şeyle meşkul olun’sözü. Söz tam olarak aklıma gelmiyor olsada, siz okuyan ve ilgilenen tüm gönüllerden özür diliyorum. İşte biz öğrenciler ise mesuliyet duyduğumuz iş ile meşkul oluyor ve meşguliyetimizi devam ettiriyoruz. Hayatımızın gerçek sınavı bu olmasa da, gerçek sınavın mesuliyetide her zaman bilinmekte ve her zaman hatırlanmaktadır gönülde.

Artık kapının çalınması gerektiğini düşünüyorum. Çalsında; bir yıllık şu maraton hasretini hayırlısıyla ve güzelliğiyle kurtulmayı istiyorum. Bakınmanın ve bekleyişin soluklarıyla kendimi sınavın akışına bırakmış bir halde hissediyorum. Gelmesini ve bir an önce şu maratondan artık kurtulmayı istiyorum.

Üzerimde tonacı en ağır bir yük gibi hissediyorum artık, sanki sınava girip çıkmalardan nefretim başlamış gibi. Bir an önce gelesini istediğim sınavıda hayırlısıyla atlatmak düşüncesindeyim artık. Gelsinde kurtulsam ve yapılacak diğer mesuliyet işlerle meşkul buyurayım kendimi. Uzun uzun bekleyişlerin yerini artık saatler kala bekleyişler yer aldı.

Zamana karşı soyunduğumuz şu sınavın etkisiyle, artık sınavın çıkışıyla rahatlanmaya soyunan bir bekleyişimize gelelim. ’ RAHATI KAÇAN AĞAÇ’ misali, rahatı yerinde olan bir ağaç olsun yeterki. Meraklı ve hüzünlü bekleyişleri kaldırıp bi kenara atmanın girişimine girelim istiyoruz. Ve o vakitten sonra, mutlulukların yüz ifadelerimizde gezindiğini görmek istiyoruz.

Sevinçli bir hayatın güzelliklerinde yürümek istiyoruz. Zamanı gelsin, bitsin bu kâbusun korkusu, bitsin ve hüzünlendiren zaman elveda sillesini çakalım. Çakışımızla bir daha böylesi sınavlara değil, hayatın gherçek sınavına tâbi tutulalım istiyoruz. Hayatta her gönüle ve yüreklerin bir sınav akışında önemli bir sınava tâbi olduğu zamanda başarıların en mutlusunu, en güzelini ve en hayırlısını diliyorum.



Not: Geçen yılın öss sınavına hazırlandığım zamanlarda yazmış olduğum bir denemem. Saygımla
04.06.2009
~~ MEHMET TAŞ ~~
( Öğrencinin Gönül Sesi başlıklı yazı mehmet-tas tarafından 14.12.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.