Küllerin bile kavrulduğu vakitte
Umudun gölgesinde ölüyordu kelebekler
Bir maşuk
Kördüğüm sarıyordu parmaklarını
Uykunun en derin anında
Kanatlarını çırparak…
Düşlerini özledi derin sızılar
Elinden Kızıldeniz’e düştü asa
Aklına yol verdi cinnet saatlerinde
Dolunayı parmağıyla ezerken
Suyun üzerinde…
Takvimler cenke düştü
Kaybolan ömrün telaşında
Eskilerini toplayarak
Uykuların kaç bininci evresinde
Bütün koyakları kahredici zifirin
Işığının peşinde
Duyuyor musun
Özlem süresiz takvim
Göğsün duvarında…
Zamanın kapısını araladı derviş
Çileyi aşk yapan duaları
Yaşlanmış oyuncak yaptı
Yüreğinde asılan sükutu bırakıp
Gecenin muştusuna astı
O anda söndü tam yüz milyon kandil
Ağrıyan başlar telaşa düştü
Ve bir çift kederli göz aşka tutuştu…
Aşkın uzak kenarında kanarya
Âlemi beslerken içinde
Sordu
“Ben neresindeyim âlemin”
Okyanuslar sesine boy verdi
Nice damlalar tufan oldu kalbine
Söküp attı fetretini nihayet
Sığmadı kalbi okyanusların derinliğine…
Bir şiir delirdi bak masivanın
peşinde,
İflah olmaz mısraların peşinde
Derviş uykuya daldı
Kanarya gama…
Âdem Efiloğlu