İşte insan da duygu olmakla tam da bu günahın ilk ürünü olan somutluktu. İlk günahın somutluğu olan “melez insan”; kendisini kendisine, ilk günahı hatırlatmanın da; ilk ürünüydü. Üstelik âdemin: ata erkil ruhlu totemi duyguyu kendisine sadakat etmesi;  ön ittifak içinde sentez olmanın yararlanışına vefasız olmayı da ihanet ve günah sayıyordu. Toteme vefasızlık ve ihanetle; ilaha karşı vefazlık ve ihanetten kaynaklı çelişkin günahın ateşi içten içe âdemi kavuruyordu.

 

Üstelik bu ihanetin günahını taşıdığı yetmiyormuş gibi bir de bu "ilk ürünler olan adamlar" karşı totem grubun totemine aiti yasak (tabu) yiyeceği ya da yasak dediğimiz tabu (meyveyi de) yemişti. Günahın ağırlığı iki kat artan âdemlerin öznel dünyalarında fırtınalar kopuyordu. Biliyorsunuz totem dönemde bir grubun ürettiği totem mesleği ürün, diğer gruplara dokunmaktan yenmekten yasak olan yiyecekti.

 

 

"İlk ürün (insan)" ilahlar (totem gruplar nazarında) kutsanmıştı [melezi senteze onay (vize)] verilmişti. İlk ürünün bir yanı ata erkil duyguların salınımı olan "özne ruhsal dünyaydı". Bir yanı da şimdiki geçiş ritüeli içinde olmanın ilahi mana olduğu "sentez" yanları olmakla insandı. İşte insan bu müştemilatıyla bu "büyük ruh" olan "atalar ruhu" karşısında, suç işlemişle geliyordu; totem dikimize.

 

Etnik totemi kültür şimdisine göre, suç işlemişle olan bu geçmişini; ön ittifak içinde korunan totem (etnik) kültür oluşuyla ileri doğru; anlata anlata; içine ön ittifaktan ve köleci dönemden renkler kata kata işleye gelecekti. Süren etnik firari bilinç, eski olup; olup biten yeni anlama karşı; şimdiki öğretinin yeni anlamlı zıddını söyleye söyleye kendi öğüt ve değer yargılarını oluşacaktı. Eskisinden iz bile yoktu.

 

Köleci inşa eskinin izlerini kapatmakla etniklik olmayan bir inşaydı. İnsanın hayvanlığa denk mesel olur kıyaslamalar olmadan önce, insan böyle ortaya çıkmıştı. Totem kaynaklı oluşla girişen skala yansıması ile insan; skala yansımalı sentezin ilk ürünüydü.

 

Sentez, gruplar arası ortaklıkta karmaşıklaşan düşünce; mantık ve emek ürünlerinin; inşası içinde olan üreten ilişkili, ilahtı ait eşmenin geçiş ritüelini de üzerinde taşıyan biyo kültürel sentezli ilk ürünüydü.

 

"Yalınlığa totemi oluşa karşı karmaşıklığın ilk ürünü olan insan" salt sentez olmanın maddi tarihsel bilincini taşımıyordu. Aynı zamanda ataerkil totemi öznenin; ilahi aitlik olan özne bilinci karşısındaki kırılmasını da taşıyordu. Bu kırılma indisi totemi yalın duyguların; ön ittifaklı karmaşık duygulara karşı olan direnciydi.

 

Geri etkileşimle oluşan atalar ruhunun kutsanması olan ritüelce duygular; ön ittifakı girişme içinde geçmişe vefa bağı olmasıyla nüksediyordu. Bu girift duygulu suçluluk; yine şimdiki sosyal dildeki söylemi olan "ilk günahın" ağırlığı olmasıyla da, insan da taşınıyordu. İnsan böylesi adreslerle tarihti.

 

İlk ürün olmakla insan, ön ittifak içindeki totem aitlik kültürüne bağlı duygusal duymuşluklar; eski atalar ruhu taşıyıcılığına ve eski atalar ruhu koruyuculuğuna geçme ritüellerine maruz kalıyordu. İnsan işte bu geçiş ritüellerinin kutsamasını da (takdisini de) taşıyordu.

 

Bu nedenle insan hem melezi ilk ürün oluşla; hem geçiş ritüeli taşıyan anlam (kültür) olmakla; hem de şimdi içinde, geçmişin kırılan psikolojisi (suçluluğu-günahı) olmakla; soyut ve somutluklarıyla kutsaldı.

 

İşte bu aşamadaki insanın, henüz hayvana göre olur kıyaslama öğrenmeli inşası yoktu. Totem mesleği olmakla bildiği süreç içinde ürettiğinin; hayvanla kıyaslanacak bir üretim gücü değeri taşımasının daha farkında değildi henüz. Tam da bu körlüğü [üretim gücü değeri taşıdığını bilememesi körlüğü] Mamon manası yapılmakla insanımız insanlıktan çıkıp köleleşecekti, kul olacaktı.

 

Hemcinsimizin totem alan içinde totem mesleğini öğrenmesi içinde grup gücünü oluşmakla kendisine grup gücü aitliği kendisine çok iyi bir referanstı. Bu referansın diğer bir yansıması da grup gücünün totemi mana yapılmasında oluşan potansiyelin; kendi üzerine etkime, olmasıydı. Bu etki ile kişi ayrıntıya girmiyordu. Kişi ayrıntılı, çözümlemece düşünmüyordu. Her şeyi, totemi mana olmasının söylemi kapsamında içkin etmesiyle, kendi körleşmesini kendi sistemi, yapmış oluyordu

( İnsan 9 başlıklı yazı Bayram KAYA tarafından 26.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu