Bir zamanlar Beyşehir gölü kıyısında küçük mü küçük şirin mi şirin bir köy varmış.  O köyde güzeller güzeli bir kız yaşarmış. Köyün deli kanlıları onun için yanıp tutuşurmuş. Kız ise hiç birine bakmaz kendi halinde yaşar gidermiş. Kızı köyden istemeyen kalmamış kız hiç birine gitmemiş. Köylü alay ederek bu kız padişahın oğluyla mı evlenecek de kimseyi beğenmez demeye başlamışlar.

Kışları çetin mi çetin geçer donmamak için oduna ihtiyaç olurmuş. Yazdan odunları toplamazlarsa kışın üşümemek elde değilmiş. Kızda yazları ormandan kuru odunları toplayıp eve getirirmiş. Aile olarak düşünmüşler ki bir at yavrusu alırlar büyütürler ise odun getirmekte kendilerine yardımcı olacağını düşünmüşler. Çevre köylerden bir at yavrusu aramaya koyulmuşlar. Komşu köyünden kar beyazı bir at yavrusu bulup almışlar. Atı güzeler güzeli kızlarına vermişler.  Gel zaman git zaman at yavrusu büyümüş. Alımlı mı alımlı çalımlı mı çalımlı bir küheylan olmuş. Kız ise hem evin odununu getirmiş hem çok iyi ata binmesini öğrenmiş. At ve kız meydana çıktımı herkes durur seyredermiş. At giderken yürümez süzülür, koşarken koşmaz uçarmış.

Yakın bir köyde at yarışları düzenlendiğini duyan kız yarışmaya katılma kararı almış. Ailesi de kızlarına desek çıkmışlar.  Kızın gücü kuvveti yerinde yedi ağabeyi varmış. Kız yedi oğlanın en küçüğü evin tek kızı olunca ağabeyleri onun bir sözünü iki ettirmezlermiş. Yarış günü gelip çatmış. Kız önde ağabeyleri arkasında yarış meydanına varmışlar. Yarışacak kişiler isimlerini yazdırmaktaymış. Kız kendini yazdırmak için adamın yanına yaklaşmış. Adam sormuş kim yarışacak? Kız ben, ben yarışacağım demiş. Adam şaşırmış kalmış. Sen mi yarışacaksın? Kız yarışamaz mıyım demiş? Adam o kadar çok iyi ata binen yarışmacı kaydettim ki sen onları yenemezsin. Kimisinin atının ve kendisinin ünü ülkeyi sarmış sen mi onları yeneceksin demiş. Kız sen yaz yenilirsem ben yenileceğim sen neden endişeleniyorsun demiş.

Yarış başlamak üzere sırası ile çok ünlü at binicileri yarış alanına çıkmaya başlamışlar. Bide ne görsünler beyaz bir küheylanın üstünde bir kız. Herkes şaşırmış! Bu kızda mı yarışacak? Azılı yarışmacılar hehe he bu kız mı bizi geçecek diye alay etmeye başlamışlar. Kız hiç kimsenin dediğini umursamadan yarış sahasına süzülüp çıkmışlar. Atlar sıraya girmiş yarış başlamış. Kız ve atı öyle bir çıkış yapmışlar ki herkes şaşa kalmış. Yarışta ün yapmış at ve yarışmacıları geride bırakan kız birincilikle yarışı tamamlamış.

 

Herkes şaşkın ünlü yarışçılar üzgün. Yarışı tertipleyen ekip kızı hediyelere boğmuşlar. Bir anda kızın ünü almış yürümüş. Padişahın sarayında kız konuşulur olmuş. Padişah kızı merak etmeye başlamış. Padişahın oğlunu çağırıp oğlum bir kız ve atı varmış ünü ülke çapına yayılmış at yarışçılarımızı yenip madara etmiş bu kız bizim sarayımıza layık demiş. Oğlan padişaha adını sanını bilmediğim ve hiç görmediğim bir kızla evlenme mimi istiyorsun demiş. Babası ısrar ettikçe oğlan diretmiş. Artık sarayda varsa yoksa herkesi yenen kız ve atı konuşulur olmuş.

En sonunda padişahın oğlu dayanamamış gidip kızı görmeyi kabul etmiş. Almış yanına vezirlerden üçünü beşini koyulmuşlar yola. Dere aşmışlar tepe aşmışlar ova geçmişler Beyşehir gölü uzaktan görünmeye başlamış. Mavisi mavi yeşili yeşil göz kamaştıran güzelliği padişahın oğlu ve vezirleri mest etmiş. Bizim ülkemizde bu kadar güzel yerlerde mi varmış neden daha önce görmemişiz diye hayıflanmaya başlamışlar.

 

Göl kıyısından geçen ufak patika yoldan ulaşmışlar kızın köyüne. Sormuşlar orada ak sakallı bir pir-i faniye sormuşlar herkesi at yarışında yenen kızın evi neresidir diye. İhtiyar uzatmış elini şuracıkta demiş. Padişahın oğlu ve vezirler dayanmış evin kapısına. Seslenmişler hey kimse var mı? Akça pakça bir ana çıkmış buyur evladım demiş. Padişahın oğlu ana biz at yarışında herkesi yenen kızın evini ararız burası mı? Kadın burası evladım buyurun gelin demiş. Kızın babası koşup hoş geldin deyip karşılamış misafirleri. Buyur edilip sofralar kurulmuş yemekler yenip ayranlar içilmiş.

Padişah oğlu yalnız başına biraz dolaşmak istemiş. Az ileride ormanların arasında dolaşırken kızla karşılaşmış. Güzeller güzeli kızı gören padişah oğlu aşık olmuş kıza. Herkesi geri çeviren kızında içine bir kıpırtı düşmüş. Bu arada padişahın adamları babaya konuyu açmışlar bu yiğit padişahımızın oğludur. Kızınızın ünü saraya kadar ulaştı onu görmeye geldik demişler.

Padişahın oğlu az dolaşıp genle kadar kız eve gelmiş. Babası açmış konuyu kızına, kız padişahın oğlu kabul etmesem olmaz diye düşünmüş ama gönlüde gördüğü gençte kalmış. Az sonra padişahın oğlu gelmiş bir su istemiş. Kapmış kız suyu bide ne görsün gönlüne düşen yiğit karşısında. Yüzü gülmüş içine bir sevinç gelip oturmuş.

Padişahın oğlu ve vezirler dönmüşler saraya. Tamam demiş padişahın oğlu babasına. İstemişler kızı babasından. Düğün dernek kurmuşlar günlerce gecelerce düğün yapmışlar. 

( Şanı Sarayı Saran Kız başlıklı yazı mehmetgarip tarafından 10.12.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu