ÖLÜME VUSLAT
Ne zaman çalacaksın bu kapımı ey
ölüm!
Mevsim ömürde hazan, savrulsun
artık tülüm
Bir akşamüstü olsun, bu kaderde
ölümüm
Selâ ile son
bulsun, yaşam denen zulümüm…
Bu son yolculuğumda, giydiğim
beyaz kefen
Hani çare mi buldu, ölümsüzlüğe
bu fen…
Çakılsın bir tahtadan, ince uzun
tabutum
Takip etsin peşimde, yağmur
yüklü bulutum…
Tekbirler yeter bana, istemem
hiçbir alkış
En güzel bir huzurdur, dua eden
bakış…
Dökülmesin gözlerden, hıçkırık
dolu yaşlar
Sizler hep ağladıkça, bende bir
azap başlar…
Mutlaka her bir canlı, ölümü
tadacaktır
Topraktan geldi insan,, bir
toprak olacaktır…
Ey insan sakın korkma, bitecek
diye hayat
Ölüm ki sonsuzlukta, Allah'a
giden vuslat
Cennetten bahçe midir? Bana
kazılan mezar
Başucumda melekler, hem sorar
hem de yazar…
Dökülür ki ortaya, ne varsa
amellerim
Nasıl hesap verecek, ayaklarım
ellerim?
Çözülür elbet dilim, işlediğim
günaha
Şahitlik edecekler, hesap günü
Allah'a…
Bir helallik verilsin, şu
musalla taşında
Kul hakkı ödenmez ki, hiç eş
dost gözyaşında…
Bir Fatiha’yla anın, artık
vefalı kulu
Sizlerin de mezardan geçecek bir
gün yolu
01.07.2015