ÖLÜME VUSLAT

 

Ne zaman çalacaksın bu kapımı ey ölüm!

Mevsim ömürde hazan, savrulsun artık tülüm

 

Bir akşamüstü olsun, bu kaderde ölümüm

Selâ ile son bulsun, yaşam denen zulümüm…


Bu son yolculuğumda, giydiğim beyaz kefen

Hani çare mi buldu, ölümsüzlüğe bu fen…

 

Çakılsın bir tahtadan, ince uzun tabutum

Takip etsin peşimde, yağmur yüklü bulutum…

 

Tekbirler yeter bana, istemem hiçbir alkış

En güzel bir huzurdur, dua eden bakış…

 

Dökülmesin gözlerden, hıçkırık dolu yaşlar

Sizler hep ağladıkça, bende bir azap başlar…

 

Mutlaka her bir canlı, ölümü tadacaktır

Topraktan geldi insan,, bir toprak olacaktır…

 

Ey insan sakın korkma, bitecek diye hayat

Ölüm ki sonsuzlukta, Allah'a giden vuslat

 

Cennetten bahçe midir? Bana kazılan mezar

Başucumda melekler, hem sorar hem de yazar…

 

Dökülür ki ortaya, ne varsa amellerim

Nasıl hesap verecek, ayaklarım ellerim?

 

Çözülür elbet dilim, işlediğim günaha

Şahitlik edecekler, hesap günü Allah'a…

 

Bir helallik verilsin, şu musalla taşında

Kul hakkı ödenmez ki, hiç eş dost gözyaşında…

 

Bir Fatiha’yla anın, artık vefalı kulu

Sizlerin de mezardan geçecek bir gün yolu

01.07.2015

 

 

 

 

( Ölüme Vuslat başlıklı yazı vefalı tarafından 11.12.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu