Hamsiler dâhil herkes büyük şaşkınlık içindeydiler. Serpa Rodine’nin ayağına gizlice bir tekme savurdu ve kısık sesle:
-“Allah seni kahretsin.” Diye çıkıştı. Hamsi nine Hamsilere döndü ve:
-“Uyy uşaklar bağa bişeler oliy” dedi. İçlerinden tiz sesli bir hamsi yanına koşup:
-“Uy nene tansiyonun çikti heralde!”
-“Birakın beniiğğ! Liblimuz eldiii! Eldirdiler oni! Nasi kiyarsunuz oğa?!”
-“Libli mi? O ne be?” diye sordu Ayşegül.
-“Rahmetlinin ismiydi sakın beni demeyin ha!” dedi Serpa. Sonra Rodine’nin kulağına eğilip:
-“Sen sakın onu yediğimi söyleme seni karadeliğe atarım!” diye uyardı.
-“Töbee demem!” deyip bir adım geri çekildi. Muttin kısık sesle:
-“Ben diyeyim mi?”diye sormasıyla kafaya yumruğu yedi.
-“Tamam be şaka yaptık Allah Allaah!” diye çıkıştı.
-“Sıçarım şakana!” diye Serpa’nın haykırmasıyla bütün hamsilerin bakışı oraya döndü. Hamsi nine ayağa kalkıp:
-“Noliy burda? Anlatın bakayim niye eldi bizim uşak?” diye sordu. Serpa Rodine’yi dürtüp:
-“Sen sakın konuşma.” Dedi ve bir adım öne çıktı:
-“Yağlı Giresun pidesini fazla kaçırmış, ertesi gün odasında ölü bulundu. Yapılan otopside ölümünün kalp krizi nedenli olduğu ortaya çıktı. Başınız sağ olsun teyze”
-“O benum beyuk abimun küçük uşağıydi.” Dedi ve ağlamaya başladı. Ardından orda bulunan bütün hamsiler ağıt yakmaya başladı.
-“Libliiiğğğ”
-“Karadenizin sulari sensuz kaldiiiğğğ”
-“Hiloooğğğ”
-“Aboroooğw”
-“Ula sen gittın kim konduracak tavuklariiğğ”
-“Ula bağa 750 lira borci varidi kim ödeyecek oni bağa?”
-“Daha az değil miydi onun borci? 250 lira?”
-“He yaw dilim kaydi 250 liraağğğ”
-“Herkes 250 lira versun verelum borcini rahmetlinin” dedi içlerinden bir hamsi. Herkes 250'şer lira uzattı ve:
-“Al habuni defol git burdan” dediler.
-“Ey Allah rahmet eylesun ben gettım.” Deyip kalabalıktan ayrıldı.
-“Millete dağuttun varluklari bağa biraktun darluklariiiğğ”
Hep bir ağızdan:
-“Hiloooğğğ”
-“Ula ben sağa demedım mi çikma uzaya gel gidelum senlan Ukraynaya; orda kari çook!”
Hep bir ağızdan:
-“Hilooooğğğ!”
-“Demedum mi sağa etma sevdaluk takılacasun ağlara!”
Hep bir ağızdan:
-“Hiloooğğğ!”
-“Kim çalacak kemençeğ?”
Hep bir ağızdan:
-“Hiloooğğ!”
-“Rahmetli bağa çok söğordi, ana avrat dümdüz giderdi, kim edecek bulariiiğ”
Hep bir ağızdan:
-“Hil-“
-“Ben ederum. Senun anani avraduni ebeni-“
Hep bir ağızdan:
-“Hiloooğğ”
-“La biz burda kurduk cenazeyi ama hane bu uşağın mezari? Bare gidelum mezarina ruhuna fatiha okuyalum.” Dedi hamsilerden en genci. Bütün hamsiler ağıtı kesti ve ona baktı:
-“He ya doğri diy!” dedi yaşlı hamsi. Ayşegül bizimkilere dönüp:
-“Lan napacaz?” diye sordu. Serpa:
-“Boş mezar yapsak anlarlar, bişey yapmalıyız.” Dedi. Muttin:
-“Sizil araçta uyuyordu, uykusu çok derindir onun. Bence onu gömelim en azından mezar boş olmaz.” Diye fikir verdi. Bu bizimkilerin aklına yatmıştı. Ayşegül:
-“İyi siz gidin gömün onu, mezar yapın; ben de bunları oyalayayım.” Dedi.
-“Tamam.” Deyip oradan ayrıldılar çabucak. Ayşegül Hamsi nenenin karşısına oturup ona sarıldı.
-“Acınızı anlayabiliyorum nene. Aynı yollardan hepimiz geçtik. Ben mesela dayılarımı kaybettim dedemi ve ninemi kaybettim kuzenlerimi kaybettim.” Dedi.
-“He oyle mi?” diye sordu Nene. Laf lafı açtıkça 1 saat geçti aradan. Bizimkiler de geri döndü.
Ayşegül Muttin’e baktı Muttin de ona göz kırptı.
-“Haydi gidelim artık mezara.” Demesiyle herkes yola koyuldu. En önde Muttin, peşinden Serpa onun da peşinden Rodine ve hamsiler.
Çok geçmeden hamsi kralın (!) kabrine vardılar. Bütün hamsiler mezara üşüştü ve tekrardan ağıt yakmaya başladılar. Uzun uzun ağladıktan sonra Yasin-i Şerif okumaya başladılar. Bizimkiler de köşede bir arada:
-“Muttin bunlar dağılır dağılmaz kaldıralım oradan Sizil’i ha. Boğulur falan.”
-“Merak etme, boru döşedik kabre, havasız kalmadı.” Dedi.
-“Peşko nerde bu arada?”
-“Hamsiler geldiğinde saklanıyordu. Buluruz onu şu anı atlatalım.” Dedi Muttin.
Hamsilerden biri:
-“Mezardan sesler geliy sanki?” diye bağırdı.
-“Uy ne dersun? Hee doğri diysin tuhaf sesler geliy!” diye bağırdı başka bir hamsi.
-“Ayy horluyo galiba” dedi Ayşegül.
-“Ay fak yu!” dedi Muttin.
-“Vay tak fu.” Diye ekledi Rodine.
-“Hapı yuttuk.” Diye devam etti Serpa.
-“Sıçtık!” diye haykırdı yeni gelen Pilot Peşko. Bizimkiler onu görünce şaşkınlığa uğradı.
-“Lan, nerdeydin?!”
-“Tuvaletteydim!”
-“Neden bencillik yapıyorsun sen?” diye sordu Muttin.
-“Tamam bi susun, bakalım şu mezar noluyor?”
-"Zoooortt!!" diye bir ses gelince mezardan bizimkiler dahil bütün hamsiler 2 adım geri sıçradı. Sakinleşince
-"Heralde Mars toprağından kaynaklanıy bi durum,korkulacak bişe yok uşaklar." deyip tekrar bir araya gelip dualar okumaya başladılar. aradan bir kaç dakika geçtikten sonra:
-“Uy nenem, sanki mezar hareket ediy.” diye bağırır bağırmaz toprak yarıldı ve Sizil ayağa fırlayıp:
-“Bi uyutmadınız Allah’ın belaları!” diye haykırmasıyla bütün hamsiler çil yavrusu gibi etrafa dağılmaya başladı. Bir yandan çığlık atıyorlardı bir yandan feryat ediyorlardı:
-“Libli hortladi Libli hortladı kaçiiiiin!”