Büyük şehirlerde arabayı park etmek sorun. Eğer merkeze gitmek istersem toplu taşıma araçlarını tercih ediyorum. Yine böyle bir gün, öğlen vakitlerinde işten eve dönerken belediye otobüsüne bindim. Yedinci sınıfa giden, isminin Sinan olduğunu öğrendiğim bir çocuğun yanına oturdum. Çok şeker bir çocuktu, güler yüzlü ve samimi idi. Konuşmaya başladık.

 

—Konuşmayı sever misin canım? Okuldan mı geliyorsun?

 

—Evet, amca okuldan geliyorum.

 

—Ne o kravatını gevşetmişsin, sıkılıyor musun yoksa?

 

Bunu der demez, kravatını sıkıyor elbisesini düzeltiyor. Saygılı çocuk dedim içimden kendi kendime. Utandı herhalde.

 

—Kravatını düzeltmene gerek yok aslında. Yinede teşekkür ederim. Çok saygılısın. Annen baban senden pek şikâyetçi değildir herhalde. Hayırlı evlatsın ne güzel…

 

—?

 

—Kaçıncı sınıftasın

 

—Yedinci sınıfta.

 

—İleride ne olmayı düşünüyorsun?

 

—Bilgisayar programcısı. Bilgisayarı kullanmayı çok seviyorum ama ne yazık ki hafta sonu ancak 15 dakikalığına bilgisayarımı kullanabiliyorum

 

—Ailen mi izin vermiyor yoksa? Bu kadar az zaman, niçin?

 

—Ailem değil, ben böyle istiyorum.

 

—Bu çok güzel bir davranış şekli bana göre. Seni tebrik ediyorum. Hangi derslerinde başarılısın? Bilgisayar programcısı olacaksan matematik, fen daha iyi olmalı… Doğru mu?

 

—Aslında değil. Ben beden eğitiminden hoşlanıyorum. Hareketliyim. Ama okumayı severim de.

 

—Şaşırdım doğrusu. Hedeflediğin meslekle hoşlandığın alanlar çok farklı. Sanırım mesleğin konusunda fikirlerin çok değişecektir daha.

 

—Belki de…

 

—Baban ne iş yapıyor?

 

—İşçi. Yorgan dikiyor.

 

—İlginç meslekmiş.

 

—Babamın dedemle dükkânı varmış İstanbul’da. Babam dedemle geçinemeyince ayrılmış ve kendi başına çalışmaya başlamış ve Ankara’ya yerleşmiş.

 

—Aile içinde böyle şeyler olabilir. Okursan eğer güzel bir meslek sahibi olabilirsin. Aslında nesil okudukça, aile yapıları ve meslekler hızla değişiyor. Benim babamda işçiydi.

 

—Hiç merak ettiğin, gezmeyi düşündüğün Ankara dışında yerler var mı?

 

—Yok.

 

— Bence merak etmelisin. Ankara dışında farklı yerlerde var. Bak şu gördüğün ağaç, bazı yerlerde ananas, bazı yerlerde muz, bazı yerlerde hurma ağacı olabiliyor. Allah’ın yarattığı her tadı, her cinsi tatmalı ve görmelisin. 

 

—Amca senin mesleğin nedir? Meslektaşız dedim. Güldü o saf içtenliğiyle.

 

—Ben bu durakta ineceğim. Kendine iyi davran. Lütfen kimsenin etkisinde kalmadan meslek seçimini yap. Çok kitap oku. Çok öğrenmeye ve her şeye meraklı olmaya bak. Sizin nesliniz, eğitim imkânları açısından hayli rekabet içindeler.  Eğer okumayı seversen, başarılı olacaksın eminim. Sahip olduğun zamandan israf etme. Tavsiyem, neden hoşlanıyorsan onu seçmendir. Hoşça kal canım…

 

Dedim ve gülerek vedalaştık. Bu zaman çocukları ne kadar bilinçliler değil mi? Öz güvenleri de çok yüksek. Öyle de olsunlar. Sohbetten memnun kalmış, hoş bir anı olarak hatırlayacağımı düşünmüştüm…

 

Saffet Kuramaz

( Halk Otobüsünde Şaşırtan Sohbet başlıklı yazı safdeha tarafından 10.01.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu