Hani hafta sonu program ve planlarınız vardır ya, dinlenmek ve gezmek gibi… Değişik bir ortam arar ve gevşemeyi düşünürsünüz. Ama genelde de, plan bozulur, başka yönlere kayar düşündükleriniz. Bu hafta sonu benimde öyle oldu. Bir sanat etkinliğine gitmeyi düşünüyordum ama hem çok eskiden tanıdığım ve hala görüştüğüm bir dostum hem de samimi olarak görüştüğüm başka bir dostumun babası bugün vefat ettiler. Özellikle hastalığını takip ettiğimin, ara sıra haberini aldığım ve çok eskiden tanıdığım akciğer kanseri dostumun ölümü çok üzdü beni…
Akciğer kanseri hastasıydı, nefes almakta zorlanıyordu. Almanya emeklisi idi. Zaman zaman havanın ne kadar kirli olduğundan, Almanya’daki aldığı nefesini doyumsuzluğunu anlatırdı. Pencereyi açmaz, taze oksijen çektiği bir tüple yaşardı. Çok sıkıntı çektiğinde hemen ambulans gelir ve hastaneye yetiştirilirdi. Özellikle hanımı nefes almak adına, ara sıra bizim hanımla haberleşir, buluşur ve sohbet ederlerdi. Her an nefes almazsa ölecekmiş modu, insanın ruh sağlığını da bozuyor olsa gerek! Zaten evimizde grip bile olsak, ev hemen ölü evine dönüyor günümüzde!
Müslüman bir aile olmasına rağmen evde Kur’an olmayışına üzüldüm. Sabah okumak üzere bizden Kur’an istediler. Evde Kur’an okunmuyorsa, zaten bu evde hakim bir hastalıkta yaşar. Her sıkıntı, her problem kat kat artar. Bir zamanlar duvara hakim Kur’an, şimdilerde evlerde bile olmuyor. Şehir yaşamının bize kattığı ne kötü bir durum. Kur’an okunmadığı gibi, Kur’ana göre de yaşam düzenimiz ve bilincimizde olmuyor, maalesef.
Bugün sünneti yerine getirip, mezarlığa gideceğim inşallah. Hava kapalı, yağmurlu ve biraz serin. Sanki asuman bile matem tutuyor. Ölüm zor bir sınav. Ancak, Kur’ana göre yaşamayan, madde bağımlısı bir düzende, yapmak zorunda olduğumuz bir vazife haline geldi. Artık ne ağlayan var ne de ders alan. Birbirini görmeyen akrabaların bir araya geldiği paylaşıma dönüşmüş manzaralar. Ölüyü değilde, yaşayanların konuşulduğu, ne var ne çok babında bir ortam oluyor. Bir kaç seveni varsa, yalnızca onlarda keder ve gam var, ağıtta yalnızca…
Doğuma sevinen insan ölümü de üzülmüyor artık. Ölümden de ders almıyor. Ayıplamasınlar diye zoraki bir cenaze namazı işte. Hocanın alışılagelmiş sesi yükseliyor, “Hakkınızı helal edin..”, alışılagelmiş cevap, “Helal ettik…” Sırtlanıyor cenaze, arabaya konuyor… Yoğun bayram trafiği gibi yollar, parayla gelmiş imam Kur’an okuyor ve dua ediyor. Örtülüyor mezar toprakla.. bir tahta işaret dikiliyor, toprağa su dökülüyor… Sessizce dağılıyor insanlar! Film bitiyor.
Allah rahmet eylesin….
Saffet Kuramaz