KİM OLDUĞUNU BİLMEK
“Bir adam kendini darı sanıyormuş. Nerede bir
tavuk görse, yiyecek diye nefes nefese kaçıyormuş ondan. Doktor: “Sen darı
değil insansın” demiş yıllarca. Her sabah tavuk kâbuslarıyla uyanan adam, bir
türlü ikna olmuyormuş insanlığına. Bir sabah doktor yaklaşmış yanına ümitsizce.
“İnsan olduğunu biliyorsun” deyince; adam: “Evet, ben insanım” demiş. Doktorda
bir sevinç, bir coşku, bir heyecan… Tedavi sonuç vermiş yıllar sonra tam.
“Haydi giy elbiselerini” demiş, çığlıklar atarak. “İşte iyileştin, eminsin darı
olmadığından.”
Adam hızla
giyinip atmış kendini sokağa. Adam gökyüzüne bakmış, sonra toprağa. Adam
yürüyüp çıkmış bahçesinden hastanenin. Daha birkaç adım atmamış ki ne görsün;
bir tavuk kendinden emin. Üstüne doğru geliyor, yiyecek. Koşmaya başlamış nefes
nefese. Doktor yetiş, yoksa yetişecek!
Doktor
telaşla koşmuş hastasına. “Hani insandın?” diye sormuş. “Yoksa bilmiyor musun
insan olduğunu?” Adam: “Elbette biliyorum, darı olmadığımı” diye gürlemiş.
“Fakat tavuklar bunu biliyor mu?”
Hayatın içinden böyle bir fıkra. Kendini
tanımak ve özgüven sahibi olmak insana çok şey katar ve donanımlı olmasını
sağlar. Hani bazı karikatürlerde hayvanların düşünceleri üzerinden aslında
insanlara verilmek istenen mesajlar kaleme alınır, muhakkak okumuş
incelemişsindir. Alaca renkli güzel bir kedi yerdeki su birikintisine bakınca
kendini güçlü bir aslan gibi görüp hayal eder, aynaya bakan sıpa da büyüyünce
eşek olacağını unutup şaha kalkan at olarak hayal eder kendini ve kibrinden
bastığı yeri görmez. Kimi zaman da tavuk ve yem olayı gibi kendimizi çok
aşağılarda görüp ezilmiş bir karaktere büründüğümüz olur.
Ne olduğunu, nereye ait olduğunu
bilmelidir er kişi. Baldan bir petek, sevgide tek yürek olup sağlam bir
karakter sunar bize kimi zaman. Sevince, hayata aşkla bakınca şair olur insan.
Şiir yazdırır bize doğa ve şiir gibi huzur sunar ruhumuza.
Kim olduğunu bilmekle başlar hayat.
Kendimize saygı, ailemize beslediğimiz sevgi, vatan ve bayrak aşkı gül
kokusunda mutluluk dağıtır etrafa. Haddini bilmek, eğitim seviyesine uygun hareket
etmek, edep sınırları çerçevesinde yol almak başlı başına bir ayrıcalıktır. Kim
olduğunu bilmeli her kalp, bir anlık visalde fikir çilesini yaşarken de
özgüvenini ayakta tutabilmeli. Örümcek ağı gibi işlenir dert ağı, dert tasaya
inat yine de sevmekten keyif alırız işte. Oyuncağı elinden alınan çocuk gibi
olur insan, özgüveni elden gidince. Sonbahar ağlar avuçlarımızda, delilik vehmi
ruhlarda alevlenir. Kim olduğunu bilmeli insan. Kim olduğunu, nereden
geldiğini, atalarının değerini, gelenek ve göreneklerini bilip varoluşunun
farkında olmalı.