Her Asırda Hoşgörü…
İçimde hangi İnsan?
İlla tenlere dokunmak,
Ölesiye sahiplenmek…
Kimliksiz ruha gizlenmek,
İnsana has şekiller…
İlk laf sorgudur tanışı,
Güven duvarı tanısı,
Affetmez görse yanlışı,
Vardır manasız fiiller…
Ortak kader sevinçtir,
Sevilmek bir kıvançtır,
Mahrem deşmek utançtır,
Özlemdir, bu çağda diller…
Tek bir Allah’a inanırım,
Huşu kalple bağlanırım,
İki batın hoş anarım,
Ne kadar az şu gönüller…
Her bakılanda ayna var,
Tefekkürde-manada var,
Acı veren yarada var,
Hoşgörü bekler sebiller!
Gezinmek tavafta gibi,
Dokunmak sarrafta gibi,
Sunmak hak tarafta gibi,
Huzura baki deliller…
Sabır çok zorlayan nimet,
Yokken fakire has ziynet…
Varlıktayken kordur diyet,
Hastalık yaşayan eller…
…
Bu Asırda Hoşgörü…
Var mı dileyen İnsan?
Savaşmak, dalaşmak, kapışmak menfaat yangınında,
Benlerim, yanlarım, sanlarım saadet imtihanında,
Yargılar, sanılar, bilgiler cehalet kervanında,
Mecnun Leyla’sız yaşamı manasız kılar çöller!
Beklenti, mucize, büyüler mekanik harman,
Romantik, duygusal, anlayış şematik buhran,
Zulümler, zalimler, hainler fanatik akran,
Mutsuz, tatsız-tuzsuz insan, Mevlana’lar diler!
…
İşte İnsan: Mevlana!
Moğol talanına bir nevi diyet,
Horasan’dan başlar Konya’ya hicret…
Muhacir ruhunda düşerken suret,
İlim dokusuyla süslendi yollar…
Savaş ortamında çıkarsız sevgi,
Öldürmek yerine yaşattı ezgi,
Hoşgörü ruhunda tavizsiz örgü,
Kim olursa olsun açıldı kollar…
Evrensel İslam gönüllere yar,
Cennet-cehennemle sınırlandı kar!
Onun yorumunda bitti korku-nar,
Her çağa sundu ışık, değişti haller…
Her insana ses,
Her zikre nefes,
Hür cennet heves,
Mesnevi okurken yeşerdi güller…
Kur’an ve sünnet,
Ne yüce davet,
Mevlana suret,
Huzur yaşadı aşka susayan sefil…
Yaşlansa da cürümle,
Öğüt verdi zulüme…
Düğünüm dedi ölüme,
Dinler törende birleşti, insandan seller!
Çiçekler razı,
Irmakta hazzı,
Tükenmez yazı,
Yalnız aşk söylenir, eser yelinde…
Haktan alıp halka ver,
Dünyalık yunar gider,
Şeytan azat, seyreder
Abasında aka, bürünür şallar!
Konya şehri avreti,
Gören gözde sureti,
Aşarken üç boyutu,
Medine’den yansır, kubbesi yeşil…
Mevlana’da hislerim,
Birikir heveslerim,
Aşk-sevgi beslerim,
Yunus gibi âşık, şevke dalarım…
Sonuç:
Mevlana der Hoşgörü…
İçi dışı bir İnsan!
Eğer hayatta olsaydı,
Bu yarışmayı bilseydi,
Her bir şiire dalsaydı,
Hepsi birinci olur muydu dost, bilelim…
Hoşgörünün sofrasında,
Beklentiler safhasında,
Yazar mıydı mahyasında,
“Hepsi de birincidir, açıkla tellalım? ”
Saffet Kuramaz