Mazhar Osman ellerini arkasına alıp
başınıda öne eğdikten sonra, yavaş ve sakin adımlarla, akıl hastalarının önünde
dolaşmaya başladı, biraz ilerleyip köşede duran naylon çöp kutusuna okkalı bir
tekme savurdu, dişlerini gıcırdatarak birşeyler mırıldanıyordu. Koğuşta ki
deliler pür dikkat onu dinliyorlardı, kelimeyi iyice uzatarak girdi lafa...
-Arkadaaaaaaaaaşlar, kime diyorum, ne anlatıyorum, ne konuşuyorum ben burada
size, siz adam olmayacak mısınız, siz akıllanmayacak mısınız ha, kendinize deli
muamelesi yapmayın. Siizzzzlerrrrrrr aklı az çalışan adamlarsınız sadece
anladınız mı; aklı az çalışan. Biz burada neye uğraşıyoruz, aklınız biraz daha
fazla çalışsında, dışarı çıkınca zorluk çekmeyin diye değil mi?
O arada, sırada duran delilerden biri hemen lafa girer...
-Mazhar'cım Osman'cım, ben bu koğuşun en akıllısıyım ama bana deli muamelesi
yapıyor arkadaşlar. Tavla da hepinizi yeniyom, erkek tavlası oynarken, oyunu
kız tavlasına çeviriyom, sonra tekrar erkek tavlasına döndürüyom, ilginç
fikirlerim var, ara da memleketi kurtarıyom, elimden alıyorlar memleketi bir
daha kurtarıyom, eski başbakanlardan birinin taklidini yapıyom Osmanım Mazharım
daha ne ossun...
Mazhar Osman elleri arkasında, demin konuşan Dördüncü Napolyon lakaplı deliye
yaklaşarak
-Sen sus biz delileri konuşuyoruz, sen buranın en akıllısısın zaten Dördüncü
Napolyon, seninle sonra konuşalım bu konuları...
Dördüncü Napolyon lakaplı deli başını öne eğer ve susar..
Mazhar Osman tekrar lafı alır, cümleyi uzatarak başlar yine...
-Arkadaşlaaaaaar''Deli deliyi görünce çomağını saklarmış'' hani nerede siz
neden saklamıyorsunuz birbirinizi görünce çomaklarınızı bakayım.''Hacı hacıyı
Mekke'de deli deliyi dakkada bulur''derler. Maşşallah bakıyorum dakkada
birbirinizi buluyorsunuz...
Arada gülüşmeler olur. Mazhar Osman ayağını sertçe yere vurarak...
-Susun bakayım!!! ben deminden beri ne anlatıyorum?
Sıra ona gelmiştir. Arkadaşlarının Zıbırtniye dediği deli lafa girer bu
seferde...
-Mazhar kardeş aramıza bir tane baş seçelim, hepimizin sorunlarını o toplasın
sana iletsin. Bir sürü problemlerimiz var. Örnek mi istiyon dolu. Sabah bir
kere herkes solundan kalkıyor, bundan sonra sağdan kalkılsın, kalktıktan
sonrada fazla esniyor bütün arkadaşlar fazla esnemesinler, ayrıca çoraplar
kokuyor, dişlerimizi sağdan sola doğru fırçalıyoruz, bundan sonra soldan sağa
ve aşşağıdan yukarıya doğruda fırçalayalım, çay içerken çayları hhhüp diye
hüpürdetmeyelim ve yine ayriyetten yönetim körebe ve uzun eşşek ve dahi kukalı
saklambaç oynamamıza izin vermiyor, stresimizi atmamız için bunları oynamamız
lazım, kafaya takılan hunilerin standartı olmasın istiyoruz herkes istediği
büyüklükte ki huniyi takabilsin. Kağıt oyunlarında ki papazların sakallarını da
bi zahmet kestirsinler, kızları evlendirsinler, valeleri de ne yaparlarsa
yapsınlar. Yemek yerken ağzını şapırdatmak bir gün serbest bir gün yasak olsun.
Ayağımıza giydiğimiz terliklerin biri değişik öbürü değişik olursa kimse bize
kızmasın...Seçimlerde oy kullanalım bizim oylarımız üç oy sayılsın...
Karşısındakini sakin sakin dinleyen Mazhar Osman elini çenesine götürerek bir
iki hmmm yaptıktan sonra Zıbırtniye ve diğer delilere dönerek
-Tamam lan Zıbırtniye bu dediklerinin hepsi makul istekler, hepsini kendi
inisiyatifimi kullanarak halledeceğim, hiç şüphen olmasın şimdiden olmuş bil...
Daha sonra deliler hep beraber Mazhar Osman önde diğerleri arkada televizyon
izlemeye salona geçtiler...
O sırada televizyonda kısa boylu beyaz saçlı bir adam konuşma yapıyordu ve şuna
benzer cümleler kuruyordu...
-Ben önce bu milletin yüzde altmışbeşine aptal dedim, lafımı geri alıyorum,
yanılmışım aslında bu milletin yüzde doksanbeşi aptalmış, içlerinde yüzde beş
akıllı ya çıkar ya çıkmaz...
Televizyon seyrederken delilerden biri lafa girer.
-Oh be!!! Sadece aptal biz değilmişiz, bak dışardakilerin de hepsi aptalmış
ollum...
Birden bir alkış kopar salonda kısa boylu beyaz saçlı adama...
Mazhar Osman lafa girer tekrar
- O ne dediyse doğrudur lan deliler...
Bir iki dakka geçmeden hepsi birden ayağa kalkar. Doktor Müfit bey girer içeri
aniden, Mazhar Osman'a dönerek..
-Len İsmail yine Mazhar Osman kılığına girdin değil mi, uzaktan sizleri
izliyordum, inkar etme gördüm...Ortalığı kırıp geçirdin yine, çok mu meraklısın
lan Mazhar Osman kılığına girmeye, tedavi ettin mi bari üç beş tanesini anlat
bakalım hele?
İsmail azıcık mahcup bir vaziyette başını hafifçe öne eğerek
-Yok be Müfit Hocam, bunların benim elimde tedavisi imkansız imkansız, anca sen
bir şeyler yaparsan buradan teskere alırlar, oda çok düşük ihtimal...