BAĞRI YANIK "YILMAZ DEDE"
Yaşayan kuşağın evvelki kuşaklara karşı kutsal bir borcu ve sorumluluğu vardır:Unutmamak borcu! Hatırlamak ve hatıralarda Yaşayan kuşağın evvelki kuşaklara karşı kutsal bir borcu ve sorumluluğu vardır:Unutmamak borcu! Hatırlamak ve hatıralarda yaşamak ve
muhafaza etmek vefa duygusunun bir gereğidir.
Düşünce dünyamızı geçen yıllara,asırlara çevir-
diğimiz zaman,gelip geçen büyüklerimizin,gelip
geçici olmayan,asırlara rağmen manevi varlıkla-
rının, ebediyetin karanlıklarına dalan ışık huzme-
meleri gibi gönül ve ruh dünyamıza hâkim ol-
duklarını görür ve onları;vecd ,huşu ve ihtiram
ile yad ederiz...
Evlerimizde hatıralarımızın yaşandığı baba yadi-
gârı öte beri bulunur.Bunların üstüne titreriz....
Tozlanmasına,yıpranmasına ve renklerinin at-
masına gönlümüz razi olmaz.Onları kalbimizde
saklamak isteriz.O kadar kıskanırız ve toz kon-
durmayız.Hiç unutmuyorum babamın köstekli bir cep saati vardı.Yelek üzerinde ayrı bir duru-
şu,şıktı.Çocukluk günlerimde cep saatine imre-
nirdim.Yıllardan sonra o günlere ait özlemimi gi-
dermiştim.O saati gözüm gibi korumaktayım...
Benim dünyamda baba yâdigarı olarak ayrı bir yeri bulunur.
Bu Ülke bizim...Tarihimizin koynunda yaşayan ulularımız vardır.Göğsümüzü kabartacak,alnımı-
zı yükseltecek mazimiz vardır.Fen adamlarımız,
bilim adamlarımız,hekimlerimiz,şair ve edipleri-
miz,bir kelime ile özetlemek istersek düşünürle-
rimiz vardır.Biz onların hatırasını, minnet ve şük-
ran duygularıyla yaşatmak ve bu çınarların hatı-
rası üstünde asırların bıraktığı toz tabakasını silip atmak bizim vazifemizdir.
Dostlar,bu münbit topraklarda kadim kültürü-
müzde,irfan geleneğimizde bağrı yanık ilim er-
babı halk ozanları ve şairler yetişmiştir.Bugün
bir bağrı yanık, Peygamber aşkıyla yanıp tutuşan
tanınmaktan son derece rahatsızlık duyan ko-
nuşmaları ile eğiten ve öğreten bilge konumun-
da bir büyüğüm şair "Yılmaz Dede"den bahset-
mek istiyorum..Yılmaz dede,farklı bir kişiliğe sa-
hipti.Önce bulunduğu mecliste düşünmeden ko-
nuşmaz,ağır kamil bakışları ile adeta ruhumu-
zun derinliklerine hitap eden ve etkileyen bir ki-
şiliğe sahipti.Şahsından duymadım fakat Yıl-
maz Dede'nin sahibi tertip olduğu söylenir.Bu yönü manen hissediliyordu.. O konuşurken ma-
halle gençleri onu dinler ve hata yapmamak adı-
na konuşmaya cesaret edemezdik..Bizler o za-
manlar 10-12 yaşlarında idik....7 sene askerlik yaptığını ve o yılların seferberlik yılları ve zor yıl-
lar olduğunu anlatırdı.Yemen'de İngiliz'lere 6 ay
esir kaldığını; bu süreçteki sıkıntıları hayat boyu
unutmadığını ve cephede;savaşın başlangıcın-
da psikolojik olarak bir takım endişelerin var-
lığından bahsederken zamanla kulak, aşinalık
kazanarak top seslerinin mısır patlaması gibi
geldiğini söylerken gözlerinden süzülen inci ta-
nelerini hatırladıkça bu cennet vatanımızın ko-
lay kazanılmadığının mesajını veriyor ve önce vatan diyordu..
Yımaz Dede:Gençler, dürüstlük şiarınız olsun....
Bir ve beraber olunuz.Kibir ve çekememezlik duygusundan uzak kalınız.Kendinizle yarışınız.
Umudunuzu muhafaza ediniz.Değerlerinize sa-
hip çıkınız........Kültürel emperyalizmin boyundu-
ruğu altına girmeyiniz..Bilesiniz ki güneş doğu-
dan doğar.Aslınıza asaletinize sahip çıkınız....
İnsanın zihin ve gönül dünyasını süsleyen arifa-
ne sözleri 1978 yılına kadar dinleme zevkini al-
dık..
Günlerden cuma okuldan eve yeni gelmiştim.
Aralık ayı Ankara'da kavurucu soğuk hâkim....
Kapı zili çaldı..Kapıyı açtığımda nemli gözlerle
arkadaşım Ali:Davut,Yılmaz Dede çok rahatsız acele ona gitmeliyiz.Apar topar hazırlandım Ali
ile evden ayrıldık..Yılmaz Dede'nin evine geldiği-
mizde mahalle camii imamı Abdullah hoca Yasi-
ni Şerif okuyordu.Yılmaz Dede bitkindi. Ara sıra
gözlerini açıyor sağa sola bakıyordu ama bizleri
tanıyamamıştı...Bu durum iki saat devam etti ve
bizlere daima güzelden ve iyilikten yana nasihat
eden Yılmaz Dede'nin son sözü önce vatan dedi ve kelime-i şehadet getirerek sonsuzluğun
sahibine,hakk'a yürüdü.06/02/2017 ve
muhafaza etmek vefa duygusunun bir gereğidir.
Düşünce dünyamızı geçen yıllara,asırlara çevir-
diğimiz zaman,gelip geçen büyüklerimizin,gelip
geçici olmayan,asırlara rağmen manevi varlıkla-
rının, ebediyetin karanlıklarına dalan ışık huzme-
meleri gibi gönül ve ruh dünyamıza hâkim ol-
duklarını görür ve onları;vecd ,huşu ve ihtiram
ile yad ederiz...
Evlerimizde hatıralarımızın yaşandığı baba yadi-
gârı öte beri bulunur.Bunların üstüne titreriz....
Tozlanmasına,yıpranmasına ve renklerinin at-
masına gönlümüz razi olmaz.Onları kalbimizde
saklamak isteriz.O kadar kıskanırız ve toz kon-
durmayız.Hiç unutmuyorum babamın köstekli bir cep saati vardı.Yelek üzerinde ayrı bir duru-
şu,şıktı.Çocukluk günlerimde cep saatine imre-
nirdim.Yıllardan sonra o günlere ait özlemimi gi-
dermiştim.O saati gözüm gibi korumaktayım...
Benim dünyamda baba yâdigarı olarak ayrı bir yeri bulunur.
Bu Ülke bizim...Tarihimizin koynunda yaşayan ulularımız vardır.Göğsümüzü kabartacak,alnımı-
zı yükseltecek mazimiz vardır.Fen adamlarımız,
bilim adamlarımız,hekimlerimiz,şair ve edipleri-
miz,bir kelime ile özetlemek istersek düşünürle-
rimiz vardır.Biz onların hatırasını, minnet ve şük-
ran duygularıyla yaşatmak ve bu çınarların hatı-
rası üstünde asırların bıraktığı toz tabakasını silip atmak bizim vazifemizdir.
Dostlar,bu münbit topraklarda kadim kültürü-
müzde,irfan geleneğimizde bağrı yanık ilim er-
babı halk ozanları ve şairler yetişmiştir.Bugün
bir bağrı yanık, Peygamber aşkıyla yanıp tutuşan
tanınmaktan son derece rahatsızlık duyan ko-
nuşmaları ile eğiten ve öğreten bilge konumun-
da bir büyüğüm şair "Yılmaz Dede"den bahset-
mek istiyorum..Yılmaz dede,farklı bir kişiliğe sa-
hipti.Önce bulunduğu mecliste düşünmeden ko-
nuşmaz,ağır kamil bakışları ile adeta ruhumu-
zun derinliklerine hitap eden ve etkileyen bir ki-
şiliğe sahipti.Şahsından duymadım fakat Yıl-
maz Dede'nin sahibi tertip olduğu söylenir.Bu yönü manen hissediliyordu.. O konuşurken ma-
halle gençleri onu dinler ve hata yapmamak adı-
na konuşmaya cesaret edemezdik..Bizler o za-
manlar 10-12 yaşlarında idik....7 sene askerlik yaptığını ve o yılların seferberlik yılları ve zor yıl-
lar olduğunu anlatırdı.Yemen'de İngiliz'lere 6 ay
esir kaldığını; bu süreçteki sıkıntıları hayat boyu
unutmadığını ve cephede;savaşın başlangıcın-
da psikolojik olarak bir takım endişelerin var-
lığından bahsederken zamanla kulak, aşinalık
kazanarak top seslerinin mısır patlaması gibi
geldiğini söylerken gözlerinden süzülen inci ta-
nelerini hatırladıkça bu cennet vatanımızın ko-
lay kazanılmadığının mesajını veriyor ve önce vatan diyordu..
Yımaz Dede:Gençler, dürüstlük şiarınız olsun....
Bir ve beraber olunuz.Kibir ve çekememezlik duygusundan uzak kalınız.Kendinizle yarışınız.
Umudunuzu muhafaza ediniz.Değerlerinize sa-
hip çıkınız........Kültürel emperyalizmin boyundu-
ruğu altına girmeyiniz..Bilesiniz ki güneş doğu-
dan doğar.Aslınıza asaletinize sahip çıkınız....
İnsanın zihin ve gönül dünyasını süsleyen arifa-
ne sözleri 1978 yılına kadar dinleme zevkini al-
dık..
Günlerden cuma okuldan eve yeni gelmiştim.
Aralık ayı Ankara'da kavurucu soğuk hâkim....
Kapı zili çaldı..Kapıyı açtığımda nemli gözlerle
arkadaşım Ali:Davut,Yılmaz Dede çok rahatsız acele ona gitmeliyiz.Apar topar hazırlandım Ali
ile evden ayrıldık..Yılmaz Dede'nin evine geldiği-
mizde mahalle camii imamı Abdullah hoca Yasi-
ni Şerif okuyordu.Yılmaz Dede bitkindi. Ara sıra
gözlerini açıyor sağa sola bakıyordu ama bizleri
tanıyamamıştı...Bu durum iki saat devam etti ve
bizlere daima güzelden ve iyilikten yana nasihat
eden Yılmaz Dede'nin son sözü önce vatan dedi ve kelime-i şehadet getirerek sonsuzluğun
sahibine,hakk'a yürüdü.
Davut BALCI
06/02/2016