Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh)

“Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) kadın elbisesini giyen erkeğe ve erkek elbisesini giyen kadına lanet etti.”

Kaynak: Ebu Davud, Libas 31, Buhari Fethu’l-Bari 10/333

Kan damlarsa elbiseye, o elbise ile namaz kılınmaz. Yani kan akmayacak, kan akıtılmayacak, elbiseye bile! Kan zamanla kurur ve kir gibi de görünür, kokar da… Kan, sadece damarda akar, akmalı! Kanı damardan çıkaran zalimdir, kişinin kendisi bile olsa!


İnsana zarar vermemek gerekiyor yani. Ne kavgayla, ne savaşla, ne silahla… İnsana zulüm etmemek gerekiyor. Bedenin yaşaması ve yaşatılması farz. Yani o bedeni insanın kendisinin bile olsa, öldüremez ve asla zarar veremez. Allah’tan başkası canı alamaz.


Diğer yandan, insanın, Allah’ın yarattığını beğenmeyip, bıçak altına yatması da ne kadar doğrudur ki.. Yani insan güzelliği de beden de değil, ruhunda aramalı, ona bakan ve tanımak isteyen başkası da… Teni değiştireceğim diye, kan akmamalı yani! 


Çirkin olurum diye, sakal bırakmayan, bıyık koymayan; aksine kadın gibi kaşını aldıran, vücudunun her yerini deldirip kadın gibi küpe kullanmamalı erkekler… Yani erkek, erkek gibi olmalı ve bakan onu bu şekilde, yaratılışın fıtratında görmeli… Kadın da kadın gibi giymeli, erkek gibi görünmeye çalışılmamalı. Allah hangi cinsten yaratmışsa, bunu istememek bir nevi Allah’a isyandır. Allah’ın yarattığını beğenmemek… Elbette sonradan, trafik kazası, deprem, fırtına, yangın gibi nedenlerden dolayı zarar görmüş bedensel arızalardan kurtulmak için yapılan estetik ameliyatından bahsetmiyorum. 


Yüzüne kimsenin bakmadığı, toplumdan kaçan birinin, yüz nakli yaptırması; kolu ya da ayağı kopan birinin ayak nakli yaptırması, kanser olan bir organını sağlam bir organla değiştirmek, organ nakli yaptırması son derece doğaldır. Burnu uzun diye burnunu kestiren, yaşlandım deyip yüzünü gerdiren, kiloluyum deyip göbek yağlarını kestiren, kan akıtan olmamak gerekiyor. Tıpkı fakirliğinden bıkıp, banka soyarak zengin olacağına inanan birisi gibi olmaya benziyor bu… Ben hiç banka soyup, zengin olanı görmedim, ben hiç kumar oynayıp para içinde yüzeni de görmedim, ben hiç piyangodan milyonlar çıkan birinin keyifler içinde yaşadığına şahit olmadım. Yani bedelsiz gelen her şey, aheste aheste başka ve çok ağır bedel ödeyerek onu terk ediyor.


Çareyi estetikte değil, insan fıtratında aramalı. İnsan eğer, ahlaken güzelleşir ve dosdoğru olursa, en zengin seviye de ve el üstünde bir yere oturur toplum içinde. İnsan çalarak, kumar oynayarak, piyango gibi oyunlarla geçimini sağlamak yerine, alın teriyle kazanmaya, bir şeyler üreterek kazanmaya çalışmalı. İnsanların aklında, paylaşımında kalıcı olan da bu. İşin doğası ve doğallığı budur, Allah’ın insana verdiği ten gibi.


Sadece insanı yaşatmak için kan akıtın-kan verin. Kanlarınızı birbirinize değin, kan kardeşi olun. Başka türlü damardan kanı başka yere akıtmayın, akmasına izin vermeyin, lütfen!  Bu dünya insan için yaratılmış, insan Allah’ın halifesidir, herkes iyiyse iyi kötüyse kötü, her neyse yaşamalı ve bir gün alacaksa Allah almalı canı, ne işlediyse günahının da sevabının da hesabını Allah’a vermeli… Sonuçta, herkes kendi üzerine düşen görevi yapar, yaptığından da kendi sorumludur.


Haydi kan verelim, insanı yaşatalım.


Saffet Kuramaz

( İnsanı Yaşatmak İçin Kan Bağışlayalım başlıklı yazı safdeha tarafından 5.05.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu