Labirent kusmuğu, görünen buğu,
Suflör dudağının, sözleri taçta.
Kutup paradoksu, batı ve doğu,
Sahnede hastalık, kıtlık ilaçta.

Gerçeği gizlerken, görünen kuyu,
Eli kalem tutan, çıkıyor ava.
Ey fikir; döşekte, bir ömür uyu,
Şairlik pâyesi, şimdi bedava.

Perdeler açıldı, döküldü boya,
Camda delik açtı, eğreti bina.
Hayâller savruldu, çarpıldı rüya,
Yalana cevâz var, gerçeğe zina.

Hükme hüküm çıktı, ceza müebbet,
Cinnet serâbından, leb-a leb sayfa.
Gafletten muzdârip, kalp denen mabet
Ve hâlâ sokakta, nafile sayha

Gelinlik kızlardan, çalındı mihir,
Kundaktaki çocuk, ararken Anne.
Aldığı nefese, katıldı zehir,
Yarını yarınsız, garip divâne.

Hey Makberi arzın, bir sahibi var,
“Durun ey ölüler, ölmeden ölün”
Ve bir gün ses gelir, sarsılır civar,
Yıkılmadan zemin, Tekbir’e gelin

Makberî – Ahmet Akkoyun……04/01/2010…..22:20…..İst

( Tekbir’e Gelin başlıklı yazı Ahmet Akkoyun tarafından 4.01.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu