Yağmalanmış bu atlası terk edip,
maviye koşalım seninle.
Siyahtan başka tonları fark edip,
mahzun yalnızlığın ipini çekip,
maviye koşalım seninle.
Kirlenmemiş bir gök,,
ak köpüklü bir deniz
ve kedersiz martılar karşılasın bizi.
Sarı saçlarını dalgalar tarasın,
ruhum en güzel sükûneti,
gözlerinin derinliğinde arasın.
Islak elinle sol yanıma dokun,
gün doğunca sönse de ay ve
yorgun deniz fenerleri,
gözlerini gözlerimden ayırma sakın!
Hiç azalmasın ışığım.
Ben sana öylesine hesapsız,
ben sana senden önce aşığım.
Bir avuç kum, bir yudum sevgi, bir nefes huzur,
şu zakkum yalnızlığa bir son ver,
bitsin müebbet esaretim!
Bir maviye, bir de gülüşüne hasretim.
Hâlâ ne duruyorsun, ne diye?
Ver elini, coşkun uçurtmalar gibi,
süzülelim maviye…
09.07.2017
Muhittin Alaca