Korku, bir tehlike olasılığının insanda oluşturduğu tasa, kaygı...
Sade vatandaşların, tüm insanların hatta nüfuzlu, erk sahibi kişilerin bile korkuları vardır, şayet korkuları olmasaydı onlarca, yüzlerce korumalara gerek olmazdı...
Nedir bir tehlike olasılığı ve nedir bizleri korkulara salan?
Öncelikle endişeler ve endişelerin karamsarlığında kolay kabul edilemeyen kötü durumları düşünme...
Örneğin;
Ailemizden çok sevdiğimizin birini kaybetme korkusu...
Tedavisi ileri evrede mümkün olmayan amansız bir hastalığa yakalanma korkusu...
Yolculukta trafik kazası korkusu,
Mutlu yuvanın yıkılma korkusu,
Aldatılma korkusu,
Çok sayıdaki bu korkular "fobiler" olarak sınıflandırılmaktadır.
Yükseklik fobisi
Karanlık fobisi,
Ölüm fobisi,
Agorafobi, (açık alan korkusu)
Sudan korkmak,
Yüksek sesten korkmak,
Uçak yolculuğu korkusu,
Zelzele, yıldırım düşmesi gibi doğa olayları korkusu...
Peki biz insanlar niçin korkarız?
"Hayatı, yaşamayı çok sevmiş olmamızdan" olabilir mi acaba?
Düşününce "evet" demek geliyor insanın içinden...
Yaşantısı boyunca çok mücadele vermiş ve rahat yaşamı oluşturmuş kişiler nazara gelmekten, bir şeylerini kaybetmekten korkarlar. Bunun tersi, kaybedecek bir şeyi olmayan neden korksun ki?
Siz nelerden korkarsınız, haydi kendi kendinize itiraf edin.
Ben yükseklikten korkarım, yüksek kattaki dairelerden aşağıya, sokağa bakamam, mide bulantısı ve istifra durumu yaşarım mesela...
Bana güven veren bir, iki, üç ve dördüncü katlar...Daha yükseği ı-ıh...
Güvenli bir gelecek beklentisiyle korkusuz günler dilerim hepinize,
Selam ve sevgilerimle,
Yurdagül Alkan.