Gerçekten aklımı oynatıp bloglarda yazamazsam hakkınızı helal edin,
Bu sabah (17 ağustos 2017 perşembe günü) 10.30 da başlayan fox tv sabah kuşağında İnci Ertuğrul'un sunduğu "Kaybolan çiçekler"ı izliyorum. İzlemek denilirse, dehşet içindeyim ve sizlerle paylaşmak istiyorum.
Üç yaşında sevimli bir oğlan çocuğu özel kreşe gidiyor. Sabah 8.00 de çocuğu alıyorlar evinden servis arabasına. 40 kişi olduğu söylenen çocukların hepsi iniyorlar arabadan ama küçücük Alperen serviste kalıyor.(nedeni bilinmiyor)
O gün okulun bahçesinde çocuklardan birinin doğum günü kutlanıyor. Alperen arabada, kemeri bağlı şekilde, camları da renkli resimli reklamlarla boyanmış, camları kapalı minibüste akşamın 16.00 sına kadar İzmir'in sıcağında kalıyor ama kalamıyor doğal olarak bağıra bağıra, çırpına çırpına can veriyor küçük beden...
Evlerine dönmek üzere saat 16.00 da minibüse binen çocuklar ve yardımcı anne fark ediyorlar çocuğun cansız bedenini. Çok yakında üç dakika mesafedeki devlet hastanesi yerine daha uzaktaki özel hastaneye götürüyorlar minik yavruyu.
TV yayınlarında işittiğimiz şok eden bir cümle daha var: "çocuğun hastaneye getirildiğinde canlı olduğu" yönünde rapor rica ediliyor.
Bu TV yayınlarından aktarım, tekrar izleme şansı da var merak edenler için...
Küçücük Alperen bir emanetti, o savunmasız minik bir yavru, korunması gerekirken....Of...bu ne sorumsuzluktur, isyanlardayım...Ben de bir anneyim hatta anneanne ve babaanneyim, olayı derinliğine hissediyorum, beynim karıncalanıyor, delirmek üzereyim...
Olay şu anda savcılıkta, hukuk ne zaman nasıl bir karara bağlar, orası belirsiz...
Allah o acılı yürekleri yanan anne-babaya ve yakınlarına sabırlar versin.
Benden bu kadar...
Yurdagül Alkan.