Söyle güzel Dil-rübâm bunca yükü çekmeye
Anlatsam anlamaya halın var mı ben gibi
Çiceklerinden alıp peteklere dökmeye
Süzüm süzüm süzülmüş balın var mı ben gibi
Kaderiyle takılmış zülfü ağlarda gezen
Aşikar bülbül gibi koşup bağlarda gezen
Bir başına seherde esip dağlarda gezen
Bozkırın eteğinde yelin var mı ben gibi
Gönül seni sevdanın ataşında pişirdim
Sığmadın dağa taşa ummanlara taşırdım
İçimdeki efkarı dertli saza düşürdüm
Dertli dertli çalmaya telin var mı ben gibi.
Yüreği enginlerde bir ulyâyâ benzeyen
Kanatları küçücük bir bâlâya benzeyen
Her çiçeği rengarenk bir a’lâya benzeyen
Dikenlerin içinde gülün var mı ben gibi
Bir iki dua etsin baş ucumda oturan
Sıcak suyla yıkasın teneşire yatıran
HARUNİ yi bindirip makberine götüren
İki çiviyle çaklı salın var mı ben gibi