İki yakası bir araya gelmez
Yedi tepe İstanbul...
Bir tarafı Asya, diğeri Avrupa
Kaldırır kupa üstüne kupa!
Çamlıca’da anten kulesine çıktım
Seyrettim Bursa’yı
Osmanlı’nın ilk başkentini
Dirilişi…
Emir Sultan yanında ulu cami
Somuncu babanın somunları
Mis koktu havası
Manevi…
Konya’ya götürdü kalbimi
Sardı Mevlana sevgisi
Döndüm Mevleviler gibi
Haktan aldım halka verdim…
Çorum’da leblebi yedim
Kayseri’de sucuk!
Erciyes’te üşüdüm giydim gocuk
Yağmura tutuldum,
Yağdı Antalya’da sağanak
Belek’te denize girdim sımsıcak
İnce kum sahilinde güneşe kuruldum!
Bindim uçağa
Merhaba dedim karadeniz uşağına
sarıldım yeşilin kucağına…
Karagöl
Ayder
Dokundurdum enfes suyunu dudağıma
Trabzon ekmeğimin üstüne
Yayladan kaymağına
Sonra Anzer balına
Sürdüm
Yedim afiyetle!
Geçtim Zigana’dan Erzuruma
Serhat şehrine
Dadaşlarla oynadım elimde bıçak
Yedim çağ kebabını
Kapıldım tadının sihrine
Kaydım kayak Palandökende
Soğuğuyla bel bükende…
Üşüyünce girdim Van gölüne
Vardım Akdamar adasına
Oradan seyrettim Muş’u
Söyledim Yemen türküsünü
Lanet okudum terör yarasına…
Birecik’te kelaynak kuşunu
Seyrettim Balıklı Gölün balıklarını
Şanlıurfa’da...
İbrahim mağarasında nefes aldım
Eyüp’ün suyunda aradım şifayı
Atatürk Barajında seyrettim
İnsan eliyle nasıl su birikirmiş gördüm
İhtiyar dedesine yazdığı mektubu teslim ettim
Keban’da…
Nemrut dağında
Güneş nasıl doğarmış batarmış
Bir hayal dinle nasıl kalpler atarmış
Şahit oldum!
Elazığ’a vardım
Harputtan Elaziz’i seyrettim
Ballı lokma yerken
Sivrice’de Hazarla sohbet ettim
Görünce lüks villaları şaşırdım kaldım
Etrafında…
Bilecik’te Edebali
Git dedi
Söğütte Ertuğrul Vali
O söyledi
Ben saydım 82, 83 … Şehrimizin sayısı
Kerkük, Musul… Başımıza darısı!
Söyledim dosta düşmana usul usul
Osmanlının izleri
Yapılıyor eskizleri
Aşacağız krizleri
…/Adalet
Yıkacak neymiş delalet!
Türkoğlu Türk
Yeniden sarıyor cihanı,
Develer sıraya giriyor
Gidiyor ticaret kervanı,
Yakıyor ozanlar
Budur tek aşk fermanı!
Tarih yazıyor, Suriye ve Irak’ta
Asrımızın arslanları!
Onlara el sallıyor
Azeri kaplanları…
Saffet Kuramaz