sana ne zamandır dokunmuyor bu işe yaramaz sahibin. ben mahvolmuş bir insanım. bu yaşadığım dışarıdan kimlik bunalımı olarak görülse de; bence öyle değil. kimliğim benim umurumda değil. sanırım artık hiçbir şey benim umurumda değil. çünkü ben işi bitik bir herifim.
yıkıldı dünyam, dünyama temas eden herkesi de yıkıyorum. hayallerim? onlar yıkıma ilk maruz bıraktığım kişiler. zaten ben kim oluyordum da hayal kuruyordum. benim bu eyleme kast etmem bile büyük bir hataymış. sanki hayat benimle istihza ediyordu-romandan kalma fiil- hayat müphem. hem de büyük bir müphemiyet. artık kimliğim ve kişiliğim ile ilgili sorunlar da beni ilgilendirmiyor. mahvolmuş bir kimsenin kimliğiyle ilgili ne sorunu olabilir ki? ha? söyler misin? ben kim oluyorum da benliğimle ilgili soruları sorma hakkını kendimde bulabiliyorum? kardeşimin, babamın, annemin, alimin ve bilfiil bütün dünyanın bunca derdi varken benim kıçı kırık kimlik bunalımımın ne manası var? yok. bir kıymeti harbiyesi yok. 
boşuna deviniyorum. boşuna döneniyorum. her şey boşuna; okumalarım, susmalarım, konuşmalarım, arkadaşlarım, ailem, evim... hepsi büyük, karanlık boşluktan bile daha boş ve karanlık. bu yazdıklarımın da hiçbir anlamı hiçbir canlılığı yok. siliniyorum dediğim fiilin zaman kipi bir hayli yanlışmış. oysa şimdiki zamanda çekimlenmemeliymiş bu fiil; zamanı, geçmiş zamanın hikayesinde olmalıymış. ben silinmişim. koca harflerle yazdım dikkat çekici olması için. silindiğim yetmezmiş gibi yok olmuşum. yok olduğum yetmezmiş gibi etrafımdaki insanları da yok etmişim. boşuna yazıyorum... boşuna, boşuna her şey boşuna... yazım, sesim, vücudum, sakallarım boşuna... yemeklerim, şiirimsilerim, kitabım, kompozisyonlarım, denemelerim boşuna... gözyaşlarım... özellikler onlar boşuna... benliğim, kimliğim... kim olmayışım boşuna... yırtılışım... sıkışık vaziyetim... itibarsız oluşum... boşuna... her şey boşuna...
hayatım... ah hayatım... ah ilhan hocam... ah yıllarım, ah bana güvenmeye çalışan herkes ah... ah umutlarım, bitişim, tükenişim, giden gençliğim... öyle, gençliğim gidiyor değil. gençliğim gitti... bitti işim; içim, yurdum, mevcudiyetim bitti. tufengim duvara asıldı. tükenmişlik sendromu her bir hücreme sirayet etti. gökyüzüm bir daha hiç gündüz gelmemecesine geceye teslim oldu. cümlelerimin her biri beyhude... ben kimim ki? ben neyim ki? bir hiçkimseden ibaretim. bu yazdığım şeylerin diğer insanlar nezdinde hiçbir hükmü yok. zaten nasıl olsundu?yani kim çıkıp benim elimi tutsundu? kim beni yıkıldığım yerden kaldırsaydı? hocam bunun çözümünün sadece ve sadece kendimde olduğunu söylüyorlar... çok komik. zaten komik olmamasını beklemiyordum. ben olmadan nasıl anlayabilirlerdi? şu 21 yılın 1 gününü bile yaşamamış bir insandan ne beklenebilirdi? ben olmadan hangi bir insan benliğim hakkında fikir sahibi olabilirdi? hadi oldu diyelim, o fikirler gerçeklere ne kadar benzeyebilirdi? ben unutulmuş bir çantayım, atılmayı bekliyorum. ki atılacağım. bu kaçınılmaz... bu en kati gerçek... bak yine tekrara düştüm. zaten ne bekliyordum ki? benzersiz olmayı mı? yoksa değerli olmayı mı? ben yıkılmış biriyim. hem de hiçbir neden olmaksızın yıkılmış biri.
neyse ki bitmişim. bunlardan dolayı yani bu minval üzerine benim dünya üzerinde hiçbir şansım yoktur. herhangi biri değilim ben, sadece benim. başka birisi olsaydım eğer başka bir dünya olurdum; başka yıkıntılarım olurdu ama ben yine de yıkılırdım çünkü rüzgara karşı koyacak bir gücüm yok... devam edeceğim yazmaya... ve ben, dünya diğerleri, ailem; el birliğiyle mahvettik hayatımı. yoksa yalan mı söylüyorum? yoksa bu bataklığın annesi sadece ve sadece ben miyim? öyle. hem de bu öyle bir öyle ki içinde hiçbir ihtilaf bulunmuyor. ben öyle bir yere düşmüşüm ki bir daha yalnız başıma ayağa kalkmam imkansız. mutlak surette bana bir el değmeli ki kurtulayım bu bataklıktan. ben ne boş konuşan biriyim böyle. belki de benim bataklık olarak addettiğim yer başka bir insanın cennet bahçesidir. bu eğer böyleyse yıkıntım daha da kuvvetlenir. depremim daha şiddetli bir hal alır. çünkü eğer böyle bir şey baki ise ben boşu boşuna saplanıp kalmışım demektir. ki öyle. en kötüsü de bunun bilincinde olmak sanırsam. kendimi dağı olmayan bir dağcı, gemisi olmayan bir kaptan, okyanusu olmayan bir balina gibi hissediyorum. benim varlığım boşuna... e bana yardım edecek birileri olmadığına göre hayattan biraz müsade istemeliyim. 
düşmeliyim olmayan dağımdan, boğulmalıyım kaptan ahab gibi... sanki bir intihar mektubu gibi oldu bu iç döküşüm. ben öyle korkağım ki intihar aklımın köşesinde bile kendine yer bulamaz. ve öyle umutsuzum ki yeni yıl hiç gelmeyecek ülkeme, gelecek öldü artık. şüphesiz ki gelecek -ecek ve -acak eklerine sahip olan dil aileleri için hükümlüdür. takvimi olmayan şehirlerde hükümsüzdür. hükmüm bitti. ben bittim. bitiğim... bit... b... sonuna dek, sonsuz varsa ona dek bitti...
( Hiçliğim başlıklı yazı portakal0001 tarafından 22.10.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu