ayağın toprağa basmıyorsa,
düşen yağmur damlaları mis gibi toprak kokmuyorsa
rengarenk çiçekler, böcekler poz vermiyorsa gözlerine
burası senin bildiğin cennet değildir küçük kız
toprak ana,
müebbet yemiş bu şehrin beton zindanlarına
rüzgarlar sert değil ama ters eser
bulutlar yeminlidir ağlamamaya
gök vardır ama sarmaz beline kuşağını
yıldızlar,
gecenin kuytularında sürgünde
düşler firarda, aşklar kanadıkça vurgun yemiş
is kokan bu şehrin sisli gözlerinde
dinle beni küçük kız
bavulunu hiç açma, ıslanır hayallerin
burası senin ruhuna resmettiğin cennet değil
yol yakınken aç gözlerini, topla kanatlarını
sil gözlerinden akan maviyi, yeşili
tak pespembe kelebeklerini kekik kokan saçlarına
tut nefesini, sımsıkı sarıl kirlenmemiş benliğine
bu şehir,
senin bildiğin cennet değil küçük kız
cennet ki,
senin hiç açılmamış körpe yüreğindir...
ilhanaşıcı