Mazimizde ne varsa sanki çoğu
silindi
Tarihi hasletlere bakarken
alık alık
Hafıza tazelenip onlar tekrar
bilindi
Kökünden kuruma yok azıcık
ayaz çalık.
Yazmadan taş üstüne zalim
korkunç kasabı
Şuuraltı saklanmış ihtimaller
hesabı
Binlerce yıl süzüldü
bozulmadan asabı
Hayret eden bulunmaz kavağa
çıksa balık.
Yağmur çamur yürümüş
düşünmeden ayağı
Zaman yolculuğunda firesiz
çok bayağı
Kimi yurttan kovulmuş kimi
yemiş dayağı
Geçmiş lisanda varmış bak
unutulmuş halık.
Yargının makamında adalet arar
savcı
Sapan lastik tüfekle canlı
sorar her avcı
Uyanık karnı gebeş mide yorar
pilavcı
Ötmez oldu keklikler boşaldı
tüm kayalık.
Eski yaşlı büyükler rahat
ekmek yemedi
Doğruluktan şaşanı aklen
benimsemedi
Yaşadığı sürece anam eşarp
demedi
Göstererek örtüyü yazma değil
bu yalık.
11.11.2017
Ahmet Çelik
YALIK: Büyük mendil. Bizim
köylerde bayanların başörtüsüne denir
HALIK: Eski dilde ayakkabı,
ağaçsız semer