Diyarbakır Nasıl Kurtulur?
Geçenlerde saç traşı için berbere uğradım. Öyle “Kuaför Güzellik Salonu” değil, kastettiğim berber. Kendi halinde bir yer. Mahalle arası berberdir, kastettiğim.
Zaten şehrimizde bir berber bir de kahvehane sayısı alıp başını gitmiş. Her ne kadar internet caffe ve sanat merkezi’nde artış olduğu söyleniyor ise de bu külliyen yalan. Her semaver başına geçen kahveci her makası alan berber oluyor.
Berbere önce son numara olan küçüğü götürdüm. Eline de berberin madenî paraları verdim. Her olasılık karşısında saç traşından ağlayarak kaçacak yaramazın önünü kesmek için düşündüğüm bir çare. Çünkü çocuk hastanelerinde balon uygulamasını bilirim.
Bizim bu tecrübeden kaynaklanıyor. Berber yalvaran gözlerle kendisine bakan küçüğün eline parayı tutuşturunca mesele benim galibiyetimle sonuçlandı. Çünkü mahalle bakkalı hemen berberin bitişiğinde. Ne de olsa çikolata ve şekerleme çantada keklik. Ufaklık üç yaşında ise de berber ne bilsin?
Traş faslı uzayınca, ister istemez konuşmalar dikkatimi çekti:
-Diyarbakır kurtulur!..
Kurban olduğum Allahım!.. Bu sözü nasıl da duymamıştım, önceleri.
Demek kurtulan şehir söz konusudur ve şehir kurtuluyormuş!..
Konuşmalar, hararetli şekilde gelişirken berber söze katılmaz mı:
-On sefer dedik, ağalara: Bu şehir öle kolay kolay kurtulmaz.
-Şunun şurasında ne ki…
Anlaşılan berber sıradan biri değil.
Sonunda bu “Diyarbakır Nasıl Kurtulur?” lafının kaynağını bulduk: Futbol takımına yeni başkan geliyormuş.
Biz de Diyarbakır için yapılacak fabrikaların olduğunu, işsizliğin biteceğine dair bir tüyo düşünüyorduk. Diyarbakırspor, kaç kez 1. Lige çıktı kaç kez düştü? Bunu artık hesap etmekte zorlanıyoruz.
***
“Diyarbakır Nasıl Kurtulur?” sorusunun cevabını aldıktan sonra rahat ettim. İnanın o kadar rahatladım ki anlatamam.
Bizim Diyarbakır için yaptıklarımız umurumda değil. Tüm mesele bir futbol takımının Süper Lige (Yanlış mıyım?) çıkmasıyla problemler hallolunacak ise eyvallah!..
Bunun şurasında ne var ki… İş adamlarımız, en iyi oyuncuları seçerek, doping etkisi oluşturup, seyircisi ile birlik olup bu takımı birinci lige çıkartabilir.
Bizim de bu alanda katkımız olsa olsa bu kadar olur. Ömrümde bir kez olsun maç izlemek amacıyla stada gitmeyen ben, artık her maçta takımımı destekleyeceğim. Madem bu yolla şehir kurtulur ve anahtarı budur. O halde ben, nasıl olur da desteğimi esirgerim. Çoluk-çocuk mâ-aile maçtayız. Ellerimizde takımımızın flamaları, başımızda şapkalarımız, dilimizde “Ya ya ya Şa şa şa Di-yar-ba-kır çok ya-şa!..” sloganı eksilmeyecek.
Madem şehir böyle kurtulur? Niçin söylemediniz ve neden bizden gizlediniz ey hemşehrilerim?... Neden bunca yıl boşuna çabaladık, durduk?
Nasıl olur da bunu gizlediniz?
Madem yeni başkan seçilerek, şehir kurtulacak, beni bari delege yapın da katkıda bulunayım. Ne olur beni bu önemli hizmetten geride bırakmayın!..
***
Tarihe, kültüre ve sanata dair çalışmalar mı? Onun da zamanı gelir. Zaten şehrimizde sanat merkezleri yok mu? Oldukça var. O halde bu sanat merkezleri işlerlik kazanır.
Zaten festivallerimiz yok mu? Festivallerde gerekeni yapmamak olmaz. Nerede ünlü isimler varsa geliyor. Şehrin tanıtımı da sağlanmıyor mu?
***
Emin olun ki çok mahcubum. Sen gel bu kadar kolay yoldan meseleleri çözmek var iken sıkıntılara gir. Site kurarak her hafta yazılar yaz, bul ve buluştur. Yazdıklarının okunur olup olmadığını araştır. O gün siteye giren olmadığında gel boş tıklamalarda bulunarak işin raconu gereği kendini kandır. Bunca işi ve uğraş alanın varken kitap, dergi temin et.
Gerçekten haksızlık ediyoruz. Diyarbakırspor, Süper Lige çıkmalıdır. Hem canım benim, bu takım şehri tanıtmayacak mı? Şehrimize gelenler yemek yemeyecek mi?
Otellerde konaklamayacak mı?
Simitçi ve çaycı bile payına düşeni almayacak mı?
Bunca yıl gereksiz yere kendimizi hebâ etmişiz.
Yahu bunu daha önce niye düşünmemiştik.
Bunu bize söylemeyenlerde, suç.
İnanınız ki ben masumum.
Özür dilerim, beni yanlış anlayanlardan ve Diyarbakırspor’dan.
Daha yeni yeni bazı şeylerin farkına varıyorum ve tekrar özür diliyorum. Beni affedin!..
(
Diyarbakır Nasıl Kurtulur? başlıklı yazı
MehmetALİ tarafından
18.01.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.