Muştudur ağlamak, ilk nefese,
Günün yarısında saklıdır gece.
Yakub'un yarası, kendi nefsine,
Yusuf'u sevmekti, sevildi diye.
Yusuf'u kuyuya, atanlar kardeş,
Her düşen pazara, sanma ki ahfeş.
Ya şifadır gömlek, veyahut ateş.
Zindan zerddir deme ,gücenir Güneş.
Nuh ki gemisine, ederken davet,
Yerle ,gök ağladı,koptu kıyamet.
Nuh'un sakalından, süzülen ayet.
Dedi"Rabbim beni kendimden azlet ".
Ömür hızarına, sürülen canlar,
Kim sürer cilayı, gönlü kim paklar?
Eyyub'un sabrına, düşen damlalar,
Toprağın tenine ,değmeden akar .
Meryem'i karnında, taşıyan Henna,
Ne demişti Rahim ,ağlarken sana ?
Meryem tutunurken, hurma dalına,
Çağladı gözyaşı, ismi Sübhâna.
Adı her kitapta ,müjdeydi madem ?
Her yaşın kucağı, kara bir matem.
Hamza'nın ciğerini, dişleyen düzen,
Ağladı Muhammed, yazıldı muhkem.
Ehlibeyt'ten kalan,Kerbela'da ki iz,
Ne gök ağladı, ne yarıldı deniz .
Sordu,"siz Hüseyin'i bilir misiniz?
Ağlayarak dedi,"biz Muhammediz"
Âdem'i ağlatarak,yalvartan Yarab!
Musa'nın gözyaşı, Sina'da serab.
Hay'la Hu arasında, açılan mushaf,
Ağla diyor ağla, çektikçe girdap.
Her varlığın şekli ayrı bir tesbih,
Dil bilir mi,gönül lehçesini sahih ?
Aldı mı nasibin ,Meryem oğlu Mesih?
Güllere ağla diye, edilmiş tembih.
Kevser'i dolduran, bu yaşlar mıdır?
Fercrin gözyaşları, talaştan mıdır?
Cana karılan suyla, tek adaş mıdır?
Gönülden akan yaş,yola baş mıdır?