Ahmet AYAZ
Gaziantep Ekspres Gazetesi 03 Ocak 2018
…………………………………………………………………..
Bugün Büyük Türk bilgilerinden olan
Ömer Hayyamdan söz etmek istedim. Gelecek nesillere ışık tutmak maksadı ile. Rubaileri
ile bilinen Ömer Hayyam, aşağıya aldığım
dörtlüklerden birisi ile akıllarda iz bırakmıştır. “Celladına aşık olmuşsa bir
millet, İster ezan, ister çan dinlet.” demiş. Tıpkı günümüzde hem Müslümanım
diyerek namaz kılıp, oruç tutar, hem de, askerimizi, polis memurlarımızı,
dağlarda şehit edenleri destekleyen siyasi partilere oy verenler gibi. Herhalde
okurlarım anladılar ne demek istediğimi.
Şimdi asıl konuya girelim, Ömer Hayyam kimdir ?
Ömer Hayyam’ın asıl adı Giyaseddin Ebu'l Feth
Bin İbrahim El Hayyam' dır. Ömer Hayyam, İran ve doğu edebiyatında rubai türünün kurucusudur.
Batı ülkelerinde adına birçok dernek kurulmuş, rubaileri bütün batı dillerine
çevrilmiştir. Matematik, fizik, astronomi ve tıp alanlarında birçok icadı ve
önemli eseri bulunmaktadır. İbn-i Sina'dan sonra Doğu'nun yetiştirdiği en büyük
bilgin olarak kabul edilmiştir.
18 Mayıs1048'de İran'ın Nişabur kentinde doğdu. Ömer Hayyam, bir
çadırcının oğluydu. Bu yüzden acem dilinde çadırcı anlamına gelen soyadını
babasının mesleğinden aldı. Ömer Hayyam, yaşadığı dönemde daha çok bilgin
olarak ün kazandı.
Matematik ,fizik, astronomi ve tıp gibi rasyonel ilimler dışında
müzik ve şiirle de yakından ilgilendi. İran'ın, Selçuklular yönetiminde olduğu
dönemde yaşayan Hayyam, Horasan ülkesindeki büyük şehirleri, Belh, Buhara ve
Merv gibi bilim merkezlerini gezdi, Bağdat'a da gitti. Zamanının
hükümdarlarından, özellikle Selçuklu Sultanı Melikşah ve Karahanlı
Şemsülmülk'ten büyük yakınlık gördü. Saraylarına ve meclislerine sık sık konuk
oldu. Residüddin'in "Cami-üt-Tevarih" adlı eserinde anlattığına göre
Nizamülmülk ve Hasan Sabbah, Ömer Hayyam ile okul arkadaşları ve yakın dosttular.
Nizamülmülk, bilgisine çok güvendiği için devlet yönetimi konusunda kendisine
yardımcı olması için Hayyam'dan yardım istedi, ancak o, saray entrikalarından
hayatının sonuna kadar uzak kalmayı yeğlediği için bu teklifi geri çevirdi.
Gerek kendi yaşadığı dönemde, gerekse sonraki çağlarda yazılan
tüm kaynaklarda, Ömer Hayyam'ın çağının bütün bilgilerini edindiği, o alanlarda
derin tartışmalara girdiği, fıkıh, ilahiyat, edebiyat, tarih, fizik ve
astronomi okuttuğu yazılıdır.
Hayyam, fizik, metafizik, matematik, astronomi ve şiir
alanlarında değişik eserler yazdı. Yazdığı bilimsel içerikli kitaplar arasında
İbni Sina'nın Temcid (Yücelme) adlı eserinin yorum ve tercümesi, Cebir ve
Geometri Üzerine, Fiziksel Bilimler Alanında Bir Özet, Varlıkla İlgili Bilgi
Özeti, Oluş ve Görüşler, Bilgelikler Ölçüsü, Akıllar Bahçesi yer aldı. En büyük
eseri Cebir Risalesi'ydi. Matematik bilgisi ve yeteneği zamanın çok ötesinde
olan Ömer Hayyam denklemlerle ilgili başarılı çalışmalar yaptı. Bunun yanısıra,
binom açılımını ve bu açılımdaki katsayıları da bulan ilk kişiydi.
Ömer Hayyam'ın edebiyat tarihindeki yerini belirleyen, sonraki
yüzyıllarda da İslam dünyasının en büyük şairlerinden biri olarak anılmasına
neden olan, yazdığı rubailerdi. Ömer Hayyam, İran ve doğu edebiyatında rubai
türünün kurucusuydu. O günlerden bugüne dilden dile dolaşarak gelen sayısının
ikiyüz kadar olduğu tahmin edilen rubaileri, sonraki çağlara da damgasını vuran
eserler oldu.
Hayyam, rubailerini yazarken oldukça
kolay anlaşılan, akıcı ve açık bir dil kullandı. Şiirlerinde gerçekçiydi.
Yaşadıklarını ve gözlemlediklerini olduğu gibi dile getirdi. Ona göre, en
şaşmaz ölçü akıl ve sağduyuydu. İnsanoğlu, gerçeğe ancak akıl yolu ile
ulaşabilirdi.
Şiirlerinde zamanının haksızlıklarını ve saçmalıklarını ince ve
alaycı bir dille yerdi. Dörtlüklerinin konusunu aşk, şarap, dünya, insan hayatı
ve yaşama sevinci gibi temalardan seçti. İnsan hayatının ana dokularına felsefi
bir gözle baktı.
"Horasan'ın yıldızı; İran'ın ve Irak'ın dahisi,
feylesofların prensi Ömer" şeklinde anıldı.
4 Aralık 1131'de doğduğu yer olan Nişabur'da hayatı sona erdi.
Saygıdeğer
okurlarım beni unutmayın. Sizler ile sohbet köşemde yine buluşalım. En güzel ve mutluluk dolu günler hepimizin olsun.
Hoşça ve dostça kalınız.