Delilik konusunda özel bir eğitim almış değilim. Delilik te Allah tarafından insanlara verilen bir derttir. Bu derdi bazı insanlar görsün ki yaşarken ders alsınlar. Kısaca ibretlik bir olaydır.Bazen kendini akıllı zanneden insanlar çok deliden bile zır delidir.

Her işlediğim konuda ne olursa olsun önce insanlık kavramını ortaya atıyorum. Delilere de insan gibi davranmak zorundayız.Bu konuda yapılması gerekenler nelerdir.?Devlet ve millet olarak ne yapmalıyız ? gibi soruları sormak istemiyorum. Yapılması gerekenler bellidir.

Delilik iki türlüdür. Biri doğuştan olma delilik, yapabileceğimiz tek bir şey vardır ömürlerinin sonuna kadar bakmak ve kollamaktır. Sonradan olma delilik, hayat şartlarının zorluğundan ve insanlarımızın yetişme tarzında bulunan eksikliklerden kaynaklanan hayatın düzenini kaldıramama, psikolojik olarak etki altına düşme diyebiliriz.

Bir laf vardır. Nerde bir deli varsa gelip beni bulur. Bende aynen bu tarife uyuyorum. Biraz da bu tür insanlarla uğraşmak bazı insanlara zor geldiğinden işleri halletmek hep bana kalıyordu.
Akıllı insanlara biraz ders olsun diye başımdan geçen bir çok deli hikayesinden bir tanesini anlatayım. Görev yaptığım her yerde bütün sonradan olma deliler beni tanır ve severler.
İkindi vaktine daha vardı. Evden çıktım gazete okumak için kahveye gidiyordum. Tam polis karakolu önüne geldim. Nöbet tutan arkadaş beni görür görmez "Senin delinin birisi ortalığı karştırdı. Pazar meydanında polisler çevresinde, elinde bir balta var kimse yaklaşamıyor" dedi.

Pazar meydanı Erdek ilçesinde şehrin en işlek meydanı. Karakola da yakın olduğundan kalabalık görünüyordu. Arkadaşlar zaten biliyorda halk da alışmıştı benim deli oparesyonlarıma. Herhes beni tanıdığından söylediğim her şeyi yaparlardı. Olay yerine geldim. Meydana çıktım halka hitaben "Arkadaşlar herkes dağılsın işine baksın" diye yüksek sesle bağırdım. Halk dağıldı ortada polislerle bizim deli kaldı. Yine de uzaktan bizi seyir eden var. Bizim Rambo'nun yanına doğru yöneldim ve kollarımı açtım. Rambo elinde bir balta bankete oturmuş vaziyette. Beni gördü. "Rambo bu ne hal, ne yaptılar sana" der demez "Necmi abim hiç sorma beni yine delirttiler" dedi. Yanına gittim ve bende aynı şekilde bağdaş kurdum. Elinden baltayı aldım. Bir elimi sırtına attım ve "şu işi baştan anlat ne oldu".

Başladı anlatmaya. Rambo'nun karnı acıkmış lokantacıdan yemek istemiş vermemişler, karşıya geçip birahaneden ekmek istemiş vermemişler, her iki taraftan da kovulunca, birahanenin yanında bulunan fırının önünde odun parçalamak için konulan baltayı kaptığı gibi önce birahanenin daha sonra da lokantanın camlarını indir. Sonra da meydanın ortasında bulunan döner kavşak kaldırımına bağdaş kurup otur.

Koluna girdim."Hadi kalk Rambo ben şimdi onlara sorarım, sana nasıl yemek vermezler" dedim hiç itiraz yok, doğru lokantaya. Bir masaya oturduk. Lokantacıya işaret ettim koşarak yanımıza geldi. "Rambo ne istiyorsa getir bakalım" dedim. Hizmet başladı. Bu arada Rambo ile muhabbete koyulduk. Baktım yine ilaçlarını almamış. Biraz kızarak "Hani sen bana söz vermiştin, beni üzmeyecektin, ilaçlarını almadan sokağa çıkmayacaktın" mahcup olmuş,bana yine söz veriyordu.

Adresini biliyorduk.Polis arkadaşın birine hemen evine git annesinden ilaçlarını iste al ve getir diye emri vaki davranıyordum. Bu tür hareketler Rambo'nun hoşuna gidiyordu. Hoşuna gitmesinin sebebi vardır elbet. Rambo'nun bu hale düşmesinin de bir sebebi vardı. Rambo askerken çatışmalara katılmış, askerlik bittikten sonra askerlik anıları bunun bilinç altına iyice yerleşmiş ve anılar tazelanince kendini kaybediyor.Bu psikolojik durumu çözmek için daha önce annesiyle de görüşmüştüm. Annesi emekli hemşire idi. Annesinin anlatmalarından ben olayı çözdüm. Annesini sevdiği kadar tim komutanını çok severmiş. Ben de bizim Rambo'ya komutanıymış gibi davranıyor her dediğimi yaptırıyordum.

Yemekler yendi.İlacı da geldi. İşlem tamam olmuştu.Aslında Rambo üniversite üçüncü sınıftan ayrılma, tahsili de var. İlacını aldı mı ne yapacağını bilen birisi. Tabi halk böyle görmüyor. Bir kere deli damgasını yedin mi işin bitti. Duyarlı insanlarımız da vardır bunu biliyorum.

"Rambo ne yapacağımızı biliyormusun" der demez birlikte kalktık doğru karakola.
Adli işlemler başlatıldı.

Karakoldan çıktım mağdur vatandaşların yanına uğradım. Biraz onlara nasihat verdim. Daha sonra gidip ifade verin derken bizim büfeci karşıdan bağırıyor. "Başkanım helal olsun sana" Bu da bizim mangadan. Olduk delilerin başkanı, komutanı, abisi, babası ne sayarsan say.

Git deli, gel deli. Benim için hiç önemli değil.Delilerin başkanı dahi olamazlar kendini akıllı zanneden insanlar. Bir dörtlük yazayımda okuyan çıkarsa bir şeyler anlasınlar.

Rahmetli Karadenizli sanatçı Erkan OCAKLI'dan alınma.

Bana deli demişler
Kemale ermemişler
Kemale ermek için
Gel sen de uy bu deliğe
( 60- Delilerin Başkanı başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 19.01.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu