Ve hasretin nihayetine bir özür düşür
Vur şakaklarından dökülen damlaları
Talihin yittiği sokaklarda
Akrep yelkovana ağlasın
Bir çingene
Karalarını bağlasın…
Gel
Bir cumartesi içelim tavşankanı
Boğazı demleyelim
Gözlerinin ihtişamında
Bir susamın çığlığını asalım
vapurlarda
Bırak ince belli ağlasın bugün
martılar
Aldırmayalım…
Gel
Gülelim çocukluktan kalma
kahkahalarla
İstersen yasaklanmış kamyon arkası
yazılarında
Unutulmayan slogan olalım
Herkes okuyup anlatsın bizi
Tarihin yasaklanmış çöplüğünde…
Gel
Antalya'da yanalım
Ararat’ta donalım
İstanbul'da uyanalım
Vuralım balıkları şakaklarından
Ekmek arasına maydanoz olalım
Simitçiler uyanmadan…
Gel
Sabahların egzoz kokularından
Beyaz gömleğin yakasına düşen
Karbondioksit lekelerinde
Hemhal olalım
Derinden işlensin
Sevdan içime…
Gel
Yaprakları bakışlarına donatalım
Uğramasın sonbahar gülüşlerine
Sen hep ilkbahara inşirah eyle…
Âdem Efiloğlu