Hayallerin boyutu yok, hiç akla gelmeyecek şeyler de hayal dünyasına giriverir insanın;
Zengin olmak,
Ülkenin zirvelerinde yönetici olmak,
Ünlü olmak gibi...
Gözlerini kapatınca kişi hayal dünyasındadır artık...
Arzusuna göre ünlü birisidir...
Bir de bakıyor ki;
Ne giymiş, nereye gidiyor, yanında kim var?
Magazin basını mikrofon uzatır, kamera görüntü alır. Sormak hiç yok, oysa görüntü alabilmek için önce izin almak gerekir ama emri vakiye getiriyorlar.
Özgürlük yok olmuş da farkına varılmıyor...
Semt pazarına gidip göre göre, baka baka beğenerek yeşillik, meyve-sebze alınamıyor..Arkadan takip ediyorlar. Hele bir de pazarlık ediliyorsa ertesi gün magazin sayfalarında "cimri" diye konu ediliyor...
Evinin camını kendisi mi siliyor? Sakın ha, bir yardımcısı bile yok diye dile dolarlar...
Çarşıda, sokakta küçük bir çocuğu sevse, anne özlemi çekiyor diyecekler.
Sıkıntı verir böyle ünlü olmak ve ün ile yaşamak...
En güzeli özgürce ve sade vatandaş olarak yaşamak...
Sade yaşamanın mutluluk vereceğini ifade eden uzmanlar, çok eşya sıkıntı, çok para dert getirir diyorlar.
Sosyo-ekonomik her katmanda yaşamış birisi olarak ben diyorum ki;
Yoksul insanlar ünlü değiller, çok eşyaları veya paraları yoktur ama genelde mutludurlar, yetinirler, az bir şeyle mutlu olurlar, onları sevindirmek de kolaydır...
Öz olarak sade yaşayarak ünsüz olmak mutluluktur.
Selam ve sevgilerimle,
Yurdagül Alkan.