Peşinde koşturdum, ter buram buram,
Kalp söz dinlemezse, hâkim ne yapsın?
Durmadan kanıyor, onulmaz yaram,
Dikiş tutmuyorsa, hekim ne yapsın?
Neden sevenlerin yüreği yaslı?
Ne Kays-Leyla gülmüş, ne Kerem-Aslı,
Yapraklar kurumuş, dallarsa paslı;
Eylül ağlıyorsa, Ekim ne yapsın?
Bakmıyor o yakan, çakmak gözlerin,
Nerde kaldı, deli eden nazların?
Konuşunca şeker olan sözlerin,
Zakkum tadındaysa, lokum ne yapsın?
Bahar geldiğinde, senfoni başlar,
Gurbetten sılaya, taşınır kuşlar,
Dalgalar öpünce, sevinir taşlar;
Deniz çekildiyse, şu kum ne yapsın?
İstemem vefasız, ne sor, ne ara,
Gereği kalmadı, düşmüşken dara,
Ezelden şansızım, talihim kara;
Dübeş gelmiyorsa, yekim ne yapsın?
Sabretmenin dahi, sınırı vardır,
Sayende beynimin, on uru vardır,
Bir palyaçonun da onuru vardır;
Yüzün gülmüyorsa, şakam ne yapsın?
Sönmüş bir volkansın, dumanın tütmez,
Kurak yüreğinde, çiçek, ot bitmez,
Hudutsuz sevgime hayalin yetmez;
Umutsuz vakaysan, aşkım ne yapsın?
23.01.2018
Muhittin Alaca